Konyalı Ekonomist Erdal Özel'den, faiz açıklaması
Yarın Merkez Bankasının açıklayacağı faiz kararının heyecanlı bekleyişi sürerken, Konyalı Ekonomist Erdal Özel piyasanın izleyeceği seyri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Yarın açıklanacak olan faiz kararının son yılların en heyecanlı kararı olacağını ifade eden Erdal Özel, “Bu kadar kısa sürede açıkçası şok faiz artışı beklemiyorum. Bunun nedeni hem yurtiçi hem yurtdışı ekonomistlerinin tahminleri. Bu ekonomistlerin tahminlerinden dolayı yüzde 20 ya da 25 seviyeye çıkarılması üzerinde bir piyasa algısı oluştu. Bu beklenti gerçekleşecek mi? son yılların en zor tahminini içeriyor. Benimde net bir şekilde tahminim bu yüzden olmayacaktır. Ama hem Mehmet Şimşek’in göreve gelmesi hem de Gaye Hanımın merkez Bankası Başkanı olmasıyla Türkiye’nin faiz artışı sürecine gireceği kesin gözüyle bakılıyor. Ben de böyle bakıyorum. Bir faiz artışı gerçekleşecek ama bu hangi oranlar da olacak? Hangi kademelerde gerçekleşecek? Yarın hep birlikte göreceğiz” şeklinde değerlendirdi.
Dolar ve Euro’nun şu an da reel bir seviyesinde olmadığını, baskılandığını düşündüğünü dile getiren Özel, “ Faiz kararı sonrası bir miktar düşüş olacaktır. Ama beklenildiği kadar güçlü düşüş olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİMDE CİDDİ BİR AZALMA VAR”
Faiz artışının orta vadede düşünüldüğünde istihdam üzerinde olumsuz etkileneceğini söyleyen Özel, “ Şu an üretimde zaten belirsizlikten kaynaklı ciddi bir azalma var. Bunu hem ihracat hem de sanayi üretim verilerinde de bunu net bir şekilde görüyoruz. Faizin artışını orta vadede düşünürsek firmaların finansmana ulaşmasının zorlaşması, yeni yatırımların önünün kapanması illaki istihdam üzerinde olumsuz etki yaratacaktır. Ama Türkiye hala hâlihazırda bir istihdam ve işsizlik sorunu yaşıyor. Bu veriler bir miktarda daha büyüyebilir”dedi.
“TÜRKİYE MARKALAŞIP, REKABETE GİRMELİ”
Çin Modeli Ekonomiden bahseden Özel, “Politikanın temel amacı ucuz iş gücü ve düşük maliyetle dünyanın üretim merkezi olmak. Yani kendileri markalaşmadan önce dünyadaki mevcut markaların pek çoğunun üretim merkezlerinde, üretimin kendilerinin olmasını sağladı. Bunun içinde cazip iş, cazip maliyet ücret teşvikleri, ucuz iş gücü sundular. Bu süre içerisinde hem teknolojiyi ele geçirdiler hem de dünyadaki üretimleri de kontrol altına aldılar” şeklinde açıkladı.
Çin Modeli Ekonominin Türkiye’de uygulamasının etik olarak doğru bulmadığını belirten Özel, sözlerini şöyle tamamladı: “Ben markalaşmayı doğru buluyorum. Yani Türkiye üretip, markalaşıp dünyada bu şekilde bir rekabet içine girmeli. Zira ucuz iş gücüyle rekabet etmek bu dakikadan sonra işe yarayacak bir sistem değil. Evet, Çin bunu başardı ama bir de Çin halkına sormak lazım. Ne kadar mutlular? Ne kadar iyi durumda yaşıyorlar? Devletleri zenginleşti ama halk zenginleşmeden yeteri kadar pay alabildi mi? Refah seviyeleri yükseldi mi? Buraya bakmak gerekiyor. Bu Türk halkı için doğru politika olmaz. Markalaşmak ve rekabet gücünü arttırmak en doğrusu olur.”