Konya Şeker üreticiyi Kurban Bayramı'nda da yalnız bırakmadı
Konya Şeker, 1 ay önce verdiği 27,9 milyon TL mazot avansından sonra şimdi de 57 milyon 210 bin TL'lik nakit avansı Kurban Bayramından 10 gün önce üreticilerin hesabına aktardı.
Bir yandan pandemi sürecinde yaşanan zorluklar ve belirsizlikleri aşmaya, bir yandan da bu yıl yaşanan kuraklık ve düzensiz yağışların tarladaki ürüne daha az zarar vermesi için yoğun bir gayret gösteren, üreticiyi bu süreçlerin hiçbirinde yalnız bırakmayan Konya Şeker, Kurban Bayramı öncesi de üreticiyi desteksiz bırakmadı. Bayram öncesi nakit avans desteği ile ilgili bir açıklama yapan Konya Şeker yetkilileri avansın üreticilerin hesaplarına yatırıldığını belirtti. Ödenecek avansla Konya Şeker, bir taraftan üreticinin gönlünce bir bayram geçirmesi için üzerine düşeni yaparken, üreticinin çapa ve sulama masrafları için destek verirken, öte yandan piyasaya çıkacak nakit para aynı zamanda Konya'nın dört bir yanında çarşının, pazarın da hareketlenmesine vesile olacak.
Konya Şeker yetkililerinin yaptığı nakit avans ödemesi ile ilgili değerlendirme yapan 25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, pandemi ile mücadelede belli bir mesafenin alındığını, aşılamada yakalanan başarı ile de hayatın kısmende olsa normalleştiği bir süreçte olduklarını söyledi. Kısa sürede hem ülkenin hem bütün dünyanın salgından kurtulacağını ümit ettiklerini belirten Başkan Recep Konuk, "Ekonomide, ticarette tekrar canlılık yaşanacak. Umudumuz bu yönde. Ama her şey normalleştikten sonra unutmamamız gereken hususlar var. Birincisi küreselleşmiş bir dünyada nasıl fırsatlar değerlendirebilenler için dalga dalga yayılıyorsa, sıkıntılar ondan da hızlı yayılıyor. Bugün inşallah üstesinden geleceğimiz sıkıntıların başka şekilde karşımıza çıkmayacağının garantisi yok ve biz bu süreçte şunu öğrendik; dünya küresel ama zorluklarla mücadele milli bir mesele. O nedenle sağlıkta güvenlikte, özellikle de gıda da kendi kendine yetebilmek hayati önemdedir. Yaşadık gördük, sağlık sisteminin yetersiz olduğu ülkelerde bırakın tedaviyi hastalar tecrit dönemleri yaşadı. Yine yaşadık gördük, sağlık malzemeleri, dezenfektan gibi salgınla mücadelede kilit ürünler için ülkeler korsanlık yaptı, uluslararası ticaret kurallarını rafa kaldırdı. Keza yaşadık gördük, salgın başlayınca ilk insanların aklına gıda stoklamak geldi, ilk boşalan market rafları gıda reyonları oldu. Üretici ülkelerin birçoğu tarım ürünleri ihracatını yasakladı ya da sınırlandırdı. Tarım ürünlerinin fiyatları tüm dünyada görülmemiş seviyelere çıktı. O nedenle feraha çıktığımızda yaşananları unutmayacağız ki, bir daha karşımıza çıktığında aynı sıkıntıları yaşamayalım. İkinci unutmamamız gereken husus, dünyada çoğu ülke bir yandan pandemi ile mücadele ederken bir yandan da yetersiz besleme ile mücadele etti. Ülkemizin pandeminin zorluklarının üstüne gıda sıkıntısı çekmeden bu süreci atlatmasını sağlayan ise salgına rağmen çifti çubuğu ihmal etmeyen, işine dört elle sarılan Türk çiftçisidir. Gelecekte de karşımıza çıkabilecek ve dünyada ticareti etkileyebilecek savaş, salgın, gerginlik her türlü küresel çarkların dönmesini engelleyecek krizlerde gıda güvenliğimizin teminatı yine Türk çiftçisidir ve Türk çiftçisinin ülkemiz için gıdada daha güçlü bir tahkimat yapması için yapmamız gereken tek şey dille bolca takdir edilen üreticiyi elle de desteklemektir. Yani övmek, teşekkür etmek bir erdemdir ancak hiçbir güzel söz üreticinin finans sorununa çare bulacak çözümler üretmenin ve girdilere uygun şartlarda erişmesini sağlayacak adımları atmanın, kuraklıkla boğuşurken tarlasına su akıtmanın, ürettiği ürünü ederinden satacağı pazarlama organizasyonlarını kurmanın yerini tutamaz" dedi.
"Yıllardır hiçbir bayramda kenara çekilmedik"
Kurumların da insanlar gibi karakteri olduğunu, insanların karakterinin insanlarla ilişkilerinden, kurumların karakterinin yaklaşımlarından, duruşlarından belli olduğunu kaydeden Recep Konuk, "Nasıl gündelik hayatta bir yaraya merhem olmayan insanlar olduğu gibi halden anlayan insanlar varsa, iş dünyasında da ekonomide de bilançolarından başka şeyi gözü görmeyen ticaretlerinden başka kaygıları olmayan şirketler olabileceği gibi halden anlayan, hayatın içinde, bilançolarındaki başarıları kadar iş yaptığı insanların hayatını kolaylaştırdıkları ölçüde kendini başarılı sayan kurumlar da olur. Hatta bazı kurumların yani Konya Şeker gibi şirketlerin ise yatırımlarının, ticaretlerinin gayesi bizatihi temsil ettiği insanların hayatını kolaylaştırmak, onların işini büyütmektir. Konya Şeker ve onun gibi kurumlar için hiçbir ticari başarı insanların hayatına pozitif manada dokunmanın yerini tutmaz. Malum önümüz Kurban Bayramı. Bayramda üreticiler de her meslekten, her işten vatandaşımız gibi akrabasına, eşine, dostuna gönlünce ikramda bulunmak, çocuklarını, ailesini sevindirmek ister. Yani bu gönlünce olmasa bile yeterince harcama yapabilecek bir bütçe gerektirir. İçinden geçtiğimiz günler üreticinin gelirinin ya olmadığı ya cüzi miktarda olduğu günler. Çünkü, tarladaki birkaç ürün hariç henüz hasadın yapılmadığı, yapılsa, satılsa bile üreticinin henüz parasını alamadığı günler. Öte yandan birçok ürün için hala üretici masraf yapmaya devam ediyor. Çapaydı, sulamaydı, ilaçtı, gübreydi, elektrikti, mazottu hepsi gider demek. Bu giderleri yani hem tarladaki masrafları hem bayram harcamalarını kendi imkanlarıyla karşılayabilecek üreticilerimiz elbette vardır. Ama biz halden anlayan bir kurum olarak masraf ve harcamaların altından nasıl kalkacağından endişe eden bir üretici ortağımız bile olsa onu düşünmek zorunda, onun yükünü hafifletmek, onun hanesine de bayram sevinç ve coşkusu ile huzurunu ulaştırmak zorundayız. Yıllardır hiçbir bayramda kenara çekilmedik. Bugün de çekilmiyoruz, bundan sonra şartlar ne olursa olsun üreticimizle yükü paylaşmaya devam edeceğiz. Çünkü kurumları kurum yapan gelenekleridir. Konya Şeker bayram avansı ile sadece üreticimize karşı vazifesini yapmakla kalmıyor, kendi geleneğimize ve duruşumuza sahip çıkıyor" diye konuştu.