Konya Depremi Küçümsememeli
Türkiye'nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğuna dikkat çeken KONTİMDER Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Selçuk, Konya'da Pazartesi gecesi yaşanan depremin küçümsenmemesi gerektiğini, dayanıklı binalar konusunda taviz verilmemesi gerektiğini söyledi.
Konya Tesisat ve İnşaat Malzemecileri Derneği (KONTİMDER) Yönetim Kurulu Üyesi İnşaat Mühendisi Mustafa Selçuk, deprem gerçeği ile yüzleşmemiz gerektiğini söyledi. Pazartesi gecesi Konya’da yaşanan depremin küçümsenmemesi gerektiğine dikkat çeken Mustafa Selçuk, “Ülkemizin aktif fay hatları üzerinde olması nedeniyle inşaattaki yönetmelikler buna göre şekilleniyor. Konya 1. Derecede deprem bölgesi olmamasına rağmen ülke genelindeki yönetmelikler Konya için de geçerli. Ancak Konya’da bu yönetmeliklerin tam anlamıyla uygulanması konusunda bazı sıkıntılar yaşanmıyor değil. Depreme dayanıklı binalar konusunda taviz verilmemeli.” dedi.
DEPREM GEREÇEĞİNE UYUM SAĞLAMALIYIZ
Konya’nın deprem gerçekleşme ihtimali düşük iller arasında yer almasına rağmen, deprem gerçeğinin unutulmamasını vurgulayan Mustafa Selçuk, inşaatlarda malzeme kullanımından, proje ve uygulamaya kadar tüm aşamalarda titiz davranılması gerektiğini söyledi. Mustafa Selçuk, şöyle konuştu: “İstatistiki verilere göre dünyada bir yıl içerisinde ortalama 500 bin deprem gerçekleşiyor. Bu depremlerin ancak 100 bine yakınını insanlar hissedebilir. Türkiye’de 9 ya da 8 şiddetinde deprem gerçekleşme ihtimali çok düşüktür. Konya ise en düşük illerden biridir. Fakat depremler kaçınılmazdır. Önemli olan deprem gerçeğine uyum sağlayabilmek, bu gerçekle birlikte yaşayabilmek ve bütün planları buna göre yapmaktır.”
DEPREM YÖNETMELİĞİNE UYULMASI HAYAT KURTARIR
Türkiye’de bir inşaatın kontrol ve sorumluluk sürecinin tüzel ve gerçek kişiler ile gerçekleştirildiğin kaydeden Mustafa Selçuk, “İnşaat sahibi, proje mühendisi, yüklenici, fenni kontrol ve belediye olarak ayrılır. İnşaat sahibi gerekli harcamaları karşılamakta, proje mühendisi yönetmeliklere uygun tasarım yapmakla, yüklenici projeye uygun uygulama yapmakla, fenni mesul ve belediye ise projenin yönetmeliklere uygunluğunu kontrol etmekle yükümlüdür. Mal sahipleri, yüklenici firmalar sadece satış ve maddiyat odaklı projelere yönelmemelidirler. İnsan hayatının hiç bir maddi karşılığı yoktur. Buna bağlı olarak da deprem yönetmeliğine uygun projeler tasarlayıp uygulamak gerekir. Özellikle büyük projelerde gerekirse sismik izolatörler kullanıp binanın bu izolatörler sayesinde deprem anında bina, bir arabanın amortisörleri gibi salınım yaparak deprem yükünü karşılar ve depremin şiddetini en aza indirebilir. Bu sadece örneklerden bir tanesi. Su yalıtımı olmayan binalar da tehlikedir. Su yalıtımı olmayan binalar korozyon nedeniyle büyük tehlike yaratmaktadır.” diye konuştu.
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE BİNA KİMLİK UYGULAMASI ÖNEMLİ
İnşaat projelerinde fiyat odaklı olmaktan ziyade kalite odaklı bir yaklaşımın depreme karşı insan hayatının korunmasında önemli rol oynanacağını belirten Mustafa Selçuk, ev alacak vatandaşlarımızın da depreme dayanıklı konut hususunda bilinçli olması, deprem farkındalığının oluşturulması gerektiğini vurguladı. Kentsel dönüşüm uygulamasının hızlandırılması ve prodüsürlerin azaltılması yanında bina kimlik uygulamasının önemine dikkat çeken Mustafa Selçuk, şu bilgileri verdi: “Maddiyatı bir kenara bırakabilirsek mühendislikte gelişen birçok yöntem mevcut durumdadır. Bu konularda projelerimize hem daha çok önem göstermek hem de daha bilinçli hale gelmek zorundayız. Tasarladığımız projeyi uygularken yapı denetim firmalarının kontrollerini aksatmadan en ufak detaylara bakarak projeyi yürütmesi gerekir. Üniversite deki hocamın bir sözü aklıma gelir; “En ufak yanlış bir hesap sınavda sadece kötü puan almanıza sebep olur. İş hayatında yaparsanız bina yıkılır.”