Konya'daki cezaevinde skandal iddia: 'Çocuğu olamayacak şekilde darp edildi'
Konya Kapalı E Tipi Cezaevinde kalan hükümlü Y.D., 15 Şubat 2023 tarihinde İKM tarafından ağır bir şekilde darp edildi. İddialar doğrultusunda, kati raporuna göre Y.D.'nin testisleri çocuk sahibi olamayacak şekilde hasar aldı.
2016 yılında 2 çocuğa taciz olayı ve geçtiğimiz yılda gardiyan mahkûm ilişkisi olayı ile gündeme gelen Konya Kapalı E Tipi Cezaevinde bu sefer de yeni skandal yaşandığı iddia edildi. Cezaevindeki bir hükümlü iddiaya göre, çocuk sahibi olamayacak şekilde darp edildi.
Bir süredir Konya’da tutuklu bulunan 31 yaşındaki Y.D. isimli hükümlü iddiaya göre, 15 Şubat 2023 tarihinde İnfaz Koruma Memurları (İKM) ile girdiği sözlü tartışma sonrası darp edildi. Darp eyleminin ardından testislerine aldığı
şiddetli tekme sonucu Konya’daki bir devlet hastanesine kaldırılan hükümlü, 15 gün üroloji bölümünde tedavi gördü. Yine iddialara göre olaydan 6 ay sonra Y.D. için çıkan kati raporunda; şahsın testislerinin çocuğu olamayacak şekilde zarar gördüğü belirtildi.
ALDIĞI HABER SONRASI YIKILDI!
Oğlundan bir iki ay haber alamayan Y.D.’nin babası Hasan D., oğluyla iletişime geçtikten sonra aldığı haberle şoka uğradığını vurguladı. Hasan D., “Normal görüşürken belli bir süre haber alamadım.
Geç bir vakitte bir veya iki ay sonra haber aldım. Çocuğun sesi çok bozuktu. Oğlum niye aramadın diye sordum. Baba bir şey yok dedi, söylemek istemedi ama ses tonundan bozuk olduğunu hissettim sıkıştırınca.
Baba beni cezaevinde darp ettiler dedi. Nasıl bir darp ettiler oğlum dedim. Çok şiddetli şekilde darp ettiler, benim hayalarıma tekme vurdular. Beni hastaneye sevk ettiler. Hastanede 15 gün yattım. 15 gün yattıktan sonra sonuçlarımın ne olduğunu bilmiyorum dedi.” şeklinde konuştu.
“BU CEZAYI KİM NEYE GÜVENEREKTEN VERİYOR?”
Oğlunun cezaevinde gördüğü darp sonrası çocuğu olamayacağını iddia eden baba, çocuğumun bir suçu varsa çekiyor, bu cezayı kim neye güvenerek veriyor diye isyan etti.
Baba Hasan D., “Oğlum cezaevinde yatarken çok şiddetli darbe uğradığından dolayı çocuğu olmayacakmış. Ben bunu da yeni öğrendim. Bu işkence cezaevinde niye? Kim yapıyor, niye yaptırıyor?
Ben bir babayım yani. Bu kadar dövmenin bir azabı, bir gerekeni var mıydı? Cezası varsa zaten ceza hepsini çekiyor. Bu içeriden ayrıyeten bu cezayı kim neye güvenerekten veriyor. Yazık değil mi benim evladıma?
Herkes bir evlat için bu dünyada yaşıyor. Ben onu yani birileri dövsün diye mi yetiştirdim? Suç işleyebilir. Cezaevinde bir benim çocuğum da yok.
Herkes var. Ama suçunu çekip çıkması lazımdı. Böyle en tehlikeli yerine vurup öldürecek şekilde getirip de hastanelik yapmanın ne gereği vardı? Kim varsa hepsinden davacı oluyorum.
Şu çocuğa bir bakın, bu çocuk şunabir bakın. Daha 31 yaşında birilerinin tekmesiyle ömür boyu çocuğu olmayacakmış. Bu hastane raporlarında kesinleşti. Daha haberi yok. Ben nasıl haber edeceğim bu çocuğuma? Ne diyeceğim? Çocuğumun arkasındayım. Böyle bir dünya yok.” ifadelerinde bulundu.
“YERE YATIRDILAR YERDE YATARKEN TESTİSİME BİR TEKME ATILAR”
Yaşanan olaydan 3 ay sonra SEGBİS ile savcılığa ifade veren Y.D., şunları aktardı: “Ben 2022 yılının 7. Ayından itibaren Konya E Tipi Kapalı CiK'te hükümlü olarak kalmaktayım. 15/02/2023 günü kalmış olduğum D4 odasına sabah sayımına sayısını tam hatırlamamakla birlikte tahminen 6-7 IKM gelmişti.
Tahminen koğuşta 17-18 HT bulunmaktaydı. Sayım vermek için tüm koğuş alt katta ayakta idik. Ben kapının oradaydım. İsmini bilmediğim fakat görsem tanıyacağım IKM bendeki dilekçeleri istedi. İsterken bana "ver bakayım şu dilekçeleri" diye hitapta bulundu. Ben de "Al bakayım" diye karşılık vererek dilekçeleri uzattım.
Eliyle göğsümden ittirerek "sen benimle nasıl konuşuyorsun l*n" dedi Ben de "abi sen benimle nasıl konuşuyorsan ben de seninle o şekilde konuşuyorum' diye karşılık verdim. Bu şekilde aramızda bir tartışma oluştu. Tartışma büyüyünce görevli memur beni itekledi.
Bu arada içeride bulunan Y.S. isimli HT olaya dahil oldu. Bana vurduklarını sanarak görevli memurlara karşı hiç kimseye vurma hakkınız yok diyerek çıkıştı. Bunun üzerine ortalık gergin bir hale geldi. Görevli memurlar beni ara koridora çıkarıp yere yatırdılar. Yerde yatarken testisime bir tekme atılar. Testisimden yaralandım. Yine ayrıca vücudumun değişik yerleri olan kol ve başıma da tekme ile vurdular. Yine Y.S’yi de dışarıya ara koridora çıkardılar.
Y.S.’ye vurup vurmadıklarını ben yerde yattığım için görmedim. Daha sonra beni ayağa kaldırdılar.”
“YARALANMA REVİRDE TUTANAKLARA GEÇMEDİ”
Söylemlerini devam ettiren mağdur Y.D., “Kollarımdan bükerek Y ile beni revire götürdüler. Ben revirde cezaevi doktoruna testisimdeki yaralanmadan bahsettim. Kendisi eli ile muayene yaptı. Fakat düzenlemiş olduğu adli rapora bu hususu geçirmedi. Daha sonra beni müşahedeye götürdüler. Benim testisimdeki ağrılar devam etti.
Yine şişlikte vardı. Görevli memurlara bu hususu tekrar hatırlattım. Bunun üzerine beni ikinci defa revire götürdüler.
Revirde ağrı kesici iğne yaptılar tekrar müşahedeye bıraktılar. Fakat benim ağrılarım devam etti. Dinmedi. Tekrar görevlilere durumumu izah ettim. Bunun üzerine beni Konya Şehir Hastanesine acil olarak sevk ettiler. Şehir Hastanesinde adli raporum alındı. Testisimde şu an şişlik yoktur. Olayın üzerinden 3 ay geçti.
Ağrı ise zaman zaman olmaktadır. Bu şekilde beni darp eden görevli memurlardan davacı ve şikâyetçiyim. Testisime vuran görevli memurun yüzüstü yatar vaziyette olduğum için teşhis edemem fakat güvenlik kamera kayıtları incelendiğinde kimin vurduğu görülecektir.
Koğuş dışında yaşanan olayları kimse görmemiştir. Fakat koğuş içinde yaşanan olaylara koğuşta kalan diğer arkadaşlar şahittir. Bu arkadaşlar idare ile ters düşmemek için benim aleyhime tanıklık yapabilirler. Yalnız E.Y. isimli hükümlünün dinlenmesini istiyorum. Kendisi doğrulan konuşacaktır.” ifadesini şeklinde konuşarak noktaladı.
“DEVLETE KARŞI DA İŞLENEBİLİR SUÇ NİTELİĞİNDE”
Soruşturma kapsamında; adli tıp raporu, görüntü analizleri, çelişkili ifadelerin olmasına rağmen savcılıkça takipsizlik kararı verildiğine değinen Avukat Cem Şahin,Türk Yargı uygulaması açısından da, genel soruşturmalar açısından da enteresan bir durum olduğunu belirtti.
Şahin; “Alelacele bir şekilde dosyada takipsizlik kararı verilmiş. Dosyada takipsizlik kararı veriliyor ama müvekkilin şikâyeti var, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna yazılan dilekçe var.
Bu soruşturma kapatılmaya çalışılıyor, ben soruşturma belgelerine ulaşamıyorum. Bütün bunlar olmasına rağmen, görüntü analizi olmasına rağmen, görüntüler bulunmasına rağmen savcılıkça takipsizlik kararı alelacele bir şekilde verildi.
Yani alelacele dediğim şey soruşturma bir buçuk seneden fazla sürdü ama bir aylık süreç içerisinde bir takipsizlik kararı ortaya çıkmış oldu. Burada böyle bir takipsizlik kararı verilmesi Türk Yargı uygulaması açısından da, genel soruşturmalar açısından da enteresan bir durum. Konya Kapalı E Tipi Cezaevindeki görevli bulunan infaz koruma memurlarının olaya karışan bir kısmının bu hareketleri sadece bizim müvekkilimize karşı değil, aynı zamanda bizim açımızdan devlete karşı da işlenebilir suç niteliğinde.
Sonuçta devletin koruması altında olan, devletin tasarrufu altında bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlığını korumak, eğitmek, ıslah etmek görevini taşıyan infaz koruma memurlarının cezaevini adeta bir kabadayılık alanına çevirerek böyle bir otorite, hüküm kurmaya çalışması neticesinde gelişen bir olay var. Ama bu olayın neticesinde de bu olayın kapatılması çalışılması gibi bir durum da karşımıza çıkmış oluyor.” diye konuştu.
“KABADAYILIK ANLAYIŞININ HÂKİM OLDUĞU GÖRÜLÜYOR”
Konya Kapalı E Tipi Cezaevi ile ilgili daha önce de basına yansıyan birçok haber yapıldığına dikkat çeken Avukat Şahin, Konya’daki cezaevinde kabadayılık anlayışının olduğunu iddia etti.
Cem Şahin sözlerini, “Takipsizlik kararına karşı biz Konya’daki Sulh Ceza Mahkemesine çok ayrıntılı bir itiraz dilekçesini sunduk. Yani bilirkişi raporundaki tespitlerin dikkate alınmadığını, ayrıntılı bir görüntü analizinin yapılmadığını, adli tıp raporundaki tespitlerin dikkate alınmadığını, mağdurların beyanlarının dikkate alınmadığını, tanıkların çelişkili beyanlarının dikkate alınmadığını, olaya tanık olan hükümlü tutukluların dinlenmediğini belirterek etkin bir soruşturma yürütülmediğini.
Dolayısıyla etkin bir soruşturma yürütülmemesi durumunun burada bir hak ihlali yarattığını, savcılığın olay yerine gidip dahi inceleme yapmadığını belirterek itirazlarımızı sunduk. Konya Kapalı E Tipi Cezaevi ile ilgili basına yansıyan daha önce de birçok haber yapıldı, birçok olayın olduğu görüldü.
Dolayısıyla burada böyle bir kendini hukukun üstünde gören bir yapının tırnak içinde söylüyorum, bir kabadayılık anlayışının da hakim olduğu görülüyor. Bunun önüne de geçebilmek için bu soruşturma ve arkasından açılacağını düşündüğümüz kovuşturma sürecindeki bir dava hepimiz açısından da adaletin sağlanması bakımından önemli olacaktır.” şeklinde konuşarak noktaladı.