• Haberler
  • Konya
  • Konya'da Vuslatın 750. Yılında Mevlânâ mütercimleri anıldı! 

Konya'da Vuslatın 750. Yılında Mevlânâ mütercimleri anıldı! 

 Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinde Prof.Dr. Dilaver Gürer, Hayat Nur Artıran, Prof.Dr. Nuri Şimşekler ve Bahar Can'ın katılımıyla 'Cumhuriyetin 100. yılında Mevlânâ Mütercimleri 2' programı gerçekleştirildi

Konya'da Vuslatın 750. Yılında Mevlânâ mütercimleri anıldı! 
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi’nin 2023 yılında tertip ettiği kültürel etkinliklerde vuslatın 750 yıl dönümünde “Cumhuriyetin 100. yılında Mevlânâ Mütercimleri 2”adlı programla mesnevi mütercimleri konuşuldu. Prof.Dr. Dilaver GÜRER, Hayat Nur ARTIRAN, Prof.Dr. Nuri ŞİMŞEKLER ve Bahar CAN’ın katıldığı panel Tantavi Kültür Sanat Merkezinde yapıldı

Programın açılış konuşması yapan ve yönlendiriciliğini üstlenen Prof.Dr. Nuri Şimşekler “Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi her yıl, Mayıs ve Aralık aylarında Hz. Mevlânâ ile ilgili geleneksel bir program düzenlemektedir. Bilindiği üzere Mayıs ayındaki etkinlikte, Mevlânâ'nın tercümanları olan Hasan Âli Yücel Abdülbâki Gölpınarlı, Feridun Nâfiz Uzluk, Veled Çelebi İzbudak, Ahmed Remzî Dede gibi isimleri anarak bir program gerçekleştirmiştik. Bu ikinci programda ise, Mevlânâ’ya, mesneviye, Mevlevî kültürüne ve Mevlevî musıkisine büyük katkıları olan Ahmed Avni Konuk, Midhat Bahâri Beytur, Tâhirül Mevlevî, Şefik Can ve Konya'nın hem belediye başkanlığını yürüten hem de Mesnevi'ye şerhler yazan Mehmet Muhlis Koner’i anlatacağız, anacağız, bu fırsat ile eserlerini bir kez daha inceleyip dualar etme fırsatı bulacağız.” diye konuştu

Mevlânâdan hemen sonra başta mesnevi olmak üzere Mevlânâ’nın eserlerinin Osmanlı Türkçesine çevrilmeye başlandığını ve ayrıca yine Osmanlıca ve farsça şerh edilmeye çalışıldığını belirten Prof. Dr. Şimşekler “Cumhuriyet döneminde de bu ilginin çevirilerin şerhlerin devam etmiş devlet yetkililerinin de desteği ile yayınlanma fırsatı bulmuştur. Ancak bu esrlerin üzerinde incelemeler araştırmalar yapılarak nasıl ve ne tarzda okunması ve istifade edilmesi gerektiğine dair eserler çoğalması önem arz etmektedir. Bu çerçevede cumhurbaşkanlığımız tarafından Hz. Mevlânâ’nın vuslatının 750. Yıl dönümü münasebeti ile ilan edilen ‘Mevlâna Yılı’nı iyi anlamda bu konulara dikkat çekmesine vesile olacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Misafilere selamlama konuşması yapan TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu “Bu seçkin topluluğun değerli üyelerini selamlıyorum. Aralık ayı Şeb-i arus günlerini yani mübarek saydığımız bu demde, Konya'ya şehir dışından gelen kıymetli misafirlerimizi ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca, şehir dışı, ülke dışından gelen diğer konuklarımıza da hoş geldiniz diyor, hepinizi burada görmekten mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Ayrıca, salonumuzu süsleyen güzel hat tablolarının, Hüseyin Öksüz'ün öğrencileri tarafından yapılan eserler olduğunu belirtiyor, Hüseyin Öksüz Hocamızın da aramızda olmasından dolayı kendisine hoş geldiniz diyor ve programımıza katkılarınız için teşekkür ediyorum. İyi ki geldiniz, hoş bir programa tanıklık edeceksiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.” şeklinde konuştu..

Programın ilk konuşmacısı olan Prof.Dr. Dilaver Gürer “Avni Konuk, Mevleviye hırkasıyla tanınan bir şahsiyet olup, İstanbul'da 1868'lerde doğmuş ve büyümüştür. 8-10 yaşlarında iken anne babası vefat etmiş, ardından Darüşşafaka'ya girmiş ve oradan mezun olmuştur. Memuriyete başladığı yıl olan 1890'larda Galata postanesinde memur olarak göreve başlamış, aynı dönemde hukuk fakültesine girmiş ve 1898'de birincilikle mezun olmuştur. Postane Müdürlüğü'ndeki görevlerine devam etmiş, kademeler alarak müdür muavinliğine kadar yükselmiş ve 1933 yılında posta ve tezgahtan müşavir olarak emekli olmuştur. 1938'de vefat eden Ahmet Avni Konuk, Merkez Efendi Mezarlığı'na defnedilmiştir.” Dedi. Ahmet Avni Konuk’un yapmış olduğu ve uzun yıllar basılamayan eski harfli mesnevi tercüme ve şerhinin kendisinin de içinde bulunduğu bir heyet aracılığı ile yeni harflere aktarılıp yayınlanmasının, anlamlı olduğunu belirten Prof. Dr. Gürer “Ahmet Avni konuk Mevlânâ, mesnevi ve Mevlevi musıkisi konusunda büyük eserler vermiştir” diye konuştu. 

Mithat Bahari ve Şefik Can’ı anlatan Hayat Nur Artıran “İnşallah, Mithat Bahari Hazretleri hakkında konuşmak istiyoruz. Üstadımız Şefik Can dedemizin Mesnevi Şerif'inden birkaç cümleyle bahsetmek isterim. Bildiğiniz gibi Mesnevi-i Şerif yüce, âlî bir eserdir ve bu eseri tercüme eden herkes, kendi içsel deneyimine göre anlam katmaktadır. Dünya dönüp durdukça bu güzellik de devam edecektir. Ancak, bu tercümeler arasında öne çıkan birisi var: Şefik Can dedemiz. Şefik Can dedemiz, Mesnevi Şerif'teki dağınık hikayeleri bir araya toplamış, kopuk beyitleri birleştirerek konularına göre bir tercüme yapmıştır. Şefik Can dedemizin yaptığı tercümenin aradaki farkı şudur: Mesnevi-i Şerif'te bir konuya başlar, konuyu açar, bir hikâye anlatır; o hikaye yoluyla konular değişir ve başka hikayelere geçilir. Olaylar Mesnevi-i Şerifi'ni anlamak için gerçekten dikkatli ve ibadet ruhuyla okumayı gerektirir 

Ayrıca, müridesi Bedri Göknil Hanımefendi'nin, Şefik Can dedenin arşivlerinden çıkan bir defteri kitap haline getirdiğini ve bu defterin içindeki yazıları tanıdığını belirtir. Bu defter, Mithat Bahari Hazretleri ile yapılan sohbet konularını içerir ve Şefik Can dedenin el yazısıyla Mithat Bahari Hazretlerinin el yazısı aynı defterde yer alır. Dedemiz, bu defterdeki notların arasında Mithat Bahari Hazretlerinin 1957 yılında Mesnevi Şerif şerhine başladığını ve bu şerhlerin devamını uzun yıllar aradığını, ancak bulamadığını ifade eder. Bu arayış sırasında fark ettiği bir el yazması defterde, Mithat Bahari Hazretlerinin Mesnevi Şerif'ten bir bölümünü şerh edildiğini keşfeder.” diye konuştu.

Tahirül Mevlevi ve mesnevi şerhi hakkında çalışmalar yapan Bahar Can “Bugün, Tahirül Mevlevi Hazretlerinin bütün yaşamına, eserlerine ve hizmetlerine baktığımızda, çok yüksek, sarsılmaz bir iman ve şüphe götürmez bir sadakat görüyoruz. ‘Âlimler, peygamberlerin varisleridir’ hadis-i şerifinin canlı bir örneği olarak, bize ilmi bırakan Tahirül Mevlevi Hazretlerini okuyarak bitiremeyiz. Eğer bizler de Tahirül Mevlevi Hazretleri ve diğer şerefli zatların tuttuğu yola aynı edep, ahlak ve imanla yönelirsek, o zaman hepimiz birer Tahirül Mevlevi oluruz. Tahirül Mevlevi Hazretleri 1877-1951 yılları arasında İstanbul'da yaşamıştır. Ecdadı, annesi, babası Osmanlı sarayında hizmette bulunmuşlardır. Annesi Emine Emsal Hanımefendi, Osmanlı sarayında Sultan Abdülaziz'in dadısı olan Mustafa Saffet Efendi'nin yanında hizmette bulunmuştur. Babaannesi Mekke'nin o dönemki şeyhi, Şeyh Seyyid Ahmet Efendi tarafından Rufaiyye ve Kadiriyye tarikatlarına ait iki ayrı icazetname verilmiştir. Tahir, henüz 17-18 yaşlarındayken bu üç icazetnameyi almıştır, gösterdiği basiret, kemalat, ve ferasetle bu genç yaşta bu yüksek mertebeye erişmiştir. Ancak, Tahirül Mevlevi Hazretleri, bu icazetlerle gurur duymamış, tekkede ve dergah-ı şerifte hiçbir zaman böbürlenmemiştir. Hz Mevlânâ'ya derin bir aşkla bağlı olan Tahir, Mevlevilikte  çilelere gönüllü olarak katılmıştır. Mevlevilikteki çilelere katılmış olması, onun güvenmediği ilmine, asaletine, şiirine ve harabetine dayanmasına rağmen, Mehmet Celaleddin Dedeye büyük bir bağlılık göstermiştir. Mevlevi Hazretleri, kendisine şöyle demiştir: ‘Evlat, sen ilmine, asaletine, şiirine, harabetine güvenme. Bu dergahta seni diğer dervişlerden ayırt edersem, Cenab-ı Allah'ın huzurundan mesul olurum.’ dedi. Fatih Camisi'nde Mesnevi derslerine devam etmesi istenmiştir. Ancak, Tahirül Mevlevi Hazretleri, o hocanın yerine oturamam diyerek bu teklifi kabul etmemiştir. Ahçı Dede, bir mektubunda, ‘Derviş Tahir; meydan-ı şerifi süpür, âşıklar kabesinin örtüsünü düzelt’ yani o üç icazeti aldığı vakit hiçbir zaman cezbeyle icazet aldım diye bir mısrası yoktur ama ‘olmuşum meydancı meydanında ben, sahib-i meydanı aman’ der.” ifadelerine yer verdi.

Uzun, bilgilendirme açısından son derece bereketli programın ardından  katılım beratı ve Selçuklu çini plaketlerini Hz. Mevlânâ’nın 22. Kuşak torunu ve Uluslararası Mevlânâ Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi, Şehrimizin yetiştirdiği ülkemizin ve dünyanın sayılı hattatlarından Hüseyin Öksüz, yine ülkemizin en tanınmış Neyzen ve  Ebruzenlerinden Sadrettin Özçimi ve TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu takdim etti.

Bakmadan Geçme