• Haberler
  • Konya
  • Konya Aydınlar Ocağı'nın bu haftaki konusu Japonya oldu

Konya Aydınlar Ocağı'nın bu haftaki konusu Japonya oldu

Konya Aydınlar Ocağı'nın mutat Salı Kültür Sohbetlerinde bu hafta Japonya, Japonya-Türkiye münasebetleri ve çok büyük yıkıma yol açan Hiroşima ile Nagazaki'ye atılan atom bombaları dolayısıyla Amerika'nın zulmü ve Japonya'nın mağduriyeti konuşuldu.

Konya Aydınlar Ocağı'nın bu haftaki konusu Japonya oldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Japonlar ve Japonya tarihinden bahsederken Büyük Okyanus’ta bulunan ve Doğu Asya’da altı binin üzerinde adalar teşekkül bir takımada ülkesi olan Japonya’nın, güneşe tapanlara “Güneşin çocukları” denildiğini ve Japon bayrağındaki güneşin de “Doğan güneşin ülkesi” anlamını taşıdığını ifade eden Konya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, 126 milyon nüfusa sahip Japonya’da yüzde 1 dolayında Müslüman bulunduğunu da söyledi.

Japonya’ya ilk olarak Portekizlilerin, sonra İngilizler, Fransızlar ve 1853’te de Amerikalıların buharlı gemi ve donanmalarıyla geldiklerine dikkati çeken Dr. Mustafa Güçlü, Japon halkı ve idarecilerin buharlı gemilerden son derece etkilendiklerini belirterek Japon modernleşmesinin de 1868’de başladığını, Japonların gelenek ve göreneklerine sadık kalarak Batılılaştıklarını ifade etti. Japonya-Türk münasebetlerinde Japon-Çin Savaşı, Japon-Rusya Savaşı, Kore Savaşı, II. Dünya Savaşı, XX. yüzyılın çeyreğinde gezgin Abdürreşid İbrahim Efendi’nin Japonya’daki faaliyetleri, 600 mürettebatıyla yaşanan Ertuğrul Faciası, Özal döneminde 1985’te İran-Irak savaşında İran’da mahsur kalan büyükelçi dahil 200 civarında Japon’un Türkiye’nin uçak yollayarak kurtarılması olaylarının önemine değinen Dr. Güçlü, Japon dostluğunun ticari ilişkilerle artarak devam ettiğini dile getirdi.

AMERİKA’YA LÂNET

2.Dünya Savaşı’nın Almanya’nın Polonya’yı işgaliyle başladığını ve bu savaşa, Amerika’nın, kendi tezgâhladığı ve Japonların oyuna geldiği PearlHabor Saldırısını bahane ederek girdiğini belirten Güçlü, Memleket TV’den çevrimiçi olarak yayınlanan sohbetinde şunları dile getirdi: “Almanya’nın yenilmesi ve Hitler’in intiharıyla Avrupa’daki savaş bitiyor. Pasifik merkezli savaş Japonya’nın direnmesiyle devam ediyor. Japonya, Temmuz 1945'te kayıtsız şartsız "teslim ol" çağrısı yapılan Potsdam Bildirisi'ne rağmen şartsız teslim olmayacağını açıklıyor. Japonya, ağustos başında İttifak cephesine "anlaşmalı barış" teklifi yapıyor, ancak bu kabul edilmiyor. Bunun üzerine, 6 Ağustos'ta Amerikan bombardıman uçağıyla Hiroşima'ya atılan atom bombasıyla şehir yerle bir oluyor. Bomba atılır atılmaz 70 bin kişi ölüyor. Sene sonuna doğru ölü sayısı 140 bini geçiyor. 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye atılan atom bombasında ise 75-80 bin kişi ölüyor. 3 bin santigrat derece ısı oluşturan nükleer bomba 1,5 kilometre çapındaki alanda her yeri dümdüz ediyor. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları 220 binden fazla insanın ölümüne ve şehirlerin haritadan silinmelerine yol açıyor. Japonya İmparatoru Hirohito,15 Ağustos'taki mesajında, “Savaşın Japon halkını mahvedeceğini” belirterek ülkesinin ”şartsız teslim olduğunu” açıklıyor.

Pasifik Cephesi'ndeki Müttefik kuvvetlere komuta eden Amerikalı General Mac Arthur, savaş sonrasında Müttefik işgal kuvvetlerinin komutanı olarak Japonya'yı yönetiyor. General Mac Arthur’un görebileceği meydana her gün bir Japon gelerek harakiri yapması üzerine Japonya İmparatoru Hirohito, izinli radyo konuşmasında intiharlara son verilmesini isteyerek Japon halkına, günde sekiz saat kendileri için çalışmalarını, mesaiden sonra 3-4 saat ise Japonya’nın kalkınması için çalışmalarını istiyor. Japonya, Avrupa’ya gönderdiği işçi görünümlü mühendisleriyle teknoloji hırsızlığı yaparak teknik ve ekonomik yönden kalkınmasını kısa zamanda sağlıyor. Japon şehirlerine atılan ve büyük felaketlere yol açan nükleer bombalarla Amerika, dünyada insanlık suçu işlediği için Amerika’ya bir kere daha lânet olsun diyor, ölenleri saygıyla anıyorum.”

Bakmadan Geçme