Konya Aydınlar Ocağı'nda yerli ve milli kavramlar konuşuldu
Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, eski Başbakan ve siyasetçi Necmettin Erbakan ve 28 Şubat üzerinden Türk Modernleşme Tarihi ile milli ve yerli kavramlarını anlattı.
Türk modernleşmesiyle ilgili Osmanlı’nın son dönemlerinde Türk aydınında, dönme ve devşirmelerden başlamak kaydıyla bir aşağılık kompleksi oluştuğunu, kendi milli ve yerli değerlerinden utanç duyan, Batı’ya hayran, Batılı değerleri kutsayan ganaralaşmış bir aydın tipi ortaya çıktığını ifade eden Dr. Mustafa Güçlü, Osmanlı aydınında “celladına âşık olmak” gibi bir garabetle karşılaşıldığını söyledi.
Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle birlikte lağvedildiğini ve sonuçta Batı değerlerinin galip geldiğini belirten Dr. Güçlü, “Yerli, millî ve İslâmî kimliğini koruyanların mücadeleyi kaybederek 1300 yıllık İslâm tarihinde bu kayıp çok kötü oldu. İslâm dünyasıtarihinde ilk defa bu kadar büyük bir hezimete uğradı. Hilafet kaldırılınca dağınık ve başsız kaldık. Osmanlı’nın parçalanmasıyla 30’un üzerinde devlet ortaya çıktı. Batıcılar, bunu fırsat bilerek kendi düşüncelerine uygun bir toplum inşa etmek için reformlara başladılar. Doğulu, Türk kendi kimliği koruyanlar nasıl mücadele edeceklerini bilemediler. Güçleri de yetmeyince millî, yerli ve İslami kesim sinerek, savunmada kalarak kendi kabuğuna çekilmek, kendilerini mümkün mertebe korumak zorunda kaldılar” dedi.
Fadime-Müslim olayı İstanbul’da tezgahlandı
Necmettin Erbakan’ın, 29 Ekim 1926’da Kozanoğlularından Hâkim Mehmet Sabri Bey’in ve Çerkez bir annenin zeki ve parlak oğlu olarak Sinop’ta doğduğunu belirten Güçlü, ilkokul ile orta ve liseyi başarılı bir öğrenci olarak birincilikle bitirerek İTÜ Makine Bölümünü de birinci olarak başarıyla tamamlayan Erbakan’ın hayatından kesitler sundu.
Erbakan’ın hem ilim adamı hem de dava adamı olduğunu kaydeden Güçlü, siyasete Konya’dan bağımsız milletvekili seçilerek atıldığını ve Millî Görüş hareketini başlattığını ifade etti. Partisinin çeşitli sebeplerle 3-4 sefer kapatılmasına rağmen Refah Partisi’nin yerel seçimlerdeki başarısından dolayı 1995’deki genel seçimlerden de birinci parti olarak çıkarak Refahyol Hükümetini kurduğunu belirten Güçlü, “Başbakan olarak Erbakan havuz ve denk bütçe, terörü en aza indirme ve D-8 projesi gibi başarıları bir yerleri korkuttu. Hoca aleyhine yıpratma faaliyetleri başlatıldı. Fadime-Müslim olayı İstanbul’da Hüseyin Üzmez’in evinde tezgâhlandı. Aczimendiler olayı da bir istihbarat tezgâhı idi. Daha sonra birdenbire yok oldular” dedi.