Konya Aydınlar Ocağında 14 Mayıs seçimleri konuşuldu
Konya Aydınlar Ocağında 14 Mayıs seçimlerini değerlendiren Dr. Mustafa Güçlü tarihi gerçeklere dikkat çekti: Batı Türkiye'nin ayağa kalkmasını istemiyor
Aydınlar Ocağı Konya Şubesi Salı Sohbetlerinde, Türkiye’nin geçen hafta yaşadığı 14 Mayıs seçimleri konuşuldu. Ocak Başkanı Dr. Mustafa Güçlü Türkiye’de yapılan seçimin dünyayı ilgilendirdiğine vurgu yaparak İki yüz yılda yüz proje yaparak Osmanlı’yı, Türkiye’yi yıkmaya çalıştılar ve bunda da başarılı oldular. Osmanlı yıkıldı, Türkiye’nin genç kadroları savaşlarda yok edilip nüfusu on milyona kadar indi” dedi.
Savaştan önce İngilizlerin “İslam Dünyası ileride toparlanabilir mi, bunu kim yapabilir” diye bir çalışma yaptığını söyleyen Güçlü “Hazırlanan raporda Osmanlı’dan koparılan ülkelerin İslam dünyasına önderlik edemeyeceği ve toparlanamayacakları, ideolojilerle paramparça edildikleri için bir araya gelemeyecekleri yazıldı. Fitneyi çevirenler ne yaptıklarını biliyorlardı” diye konuştu.
İslam dünyasını Türkiye’den başkasının toparlayamayacağını İngilizlerin de bildiğini anlatan Güçlü sözlerini “Bunun için Osmanlı’yı çökerttiler. Osmanlı gidince de İslam dünyası başsız kaldı. İslam coğrafyasındaki kaynaklara çöktüler kendilerine sömürge oluşturdular. Hala da sömürüyorlar. Osmanlı’dan kopan ülkeler bağımsızlıklarını kazandıklarını zannettiler. Bize 785 milyon metrekare sınır çizip diğerlerinden çekilmemizi istediler. Hilafeti kaldırıp Türk İslam dünyası ile ilgimizi kesmemizi istediler” diyerek sürdürdü.
14 Mayıs seçim sonuçlarından gerek iktidarın gerekse muhalefetin memnun olmadığını kaydeden Güçlü “Bizim ülke olarak birlikte yaşama kültürünü geliştirmemiz lazım. Hangi ideolojiden olursa olsun, herkesin; ‘Ben bu vatanın yerlisiyim, bu topraklara zarar veremem’ demesi, milli hislerle bu vatanın gelişip kalkınması emperyallere ülkenin hakkını yedirmemesi lazım. Hangi inanç ve ideolojiden olursa olsun; önce yerli ve milli olmalıdır. Dayatma, şiddet ve terör asla olmamalıdır” dedi.
Konuşmasında Amerika’nın devlet geleneğinden de örnek veren Güçlü “Orada farklı bir görüş iktidara gelse de bir öncekinin politikalarının yüzde doksanını sürdürüyor. Bizde ise iktidar değişince projelerin tamamı durduruluyor. Böylece yarım kalmış dünya kadar projemiz oluyor. Biz ‘ya sev, ya terk et’ diyecek kadar çok keskin bir milletiz. Hoşgörülü toplum olma yolunda da mesafe kat etmeliyiz. Aslında bizim kültürümüzde bu vardı. Mesela Fransız ve Rus devriminde önceki bütün yöneticiler öldürülürken Mustafa Kemal Padişah ve ailesinin pasaportlarını verip harçlıklarıyla yurt dışına gitmelerine müsaade etmiştir. Bakın; göçler ve kaçışılar hep İslam ülkelerinde oluyor ve ne yazık ki Müslüman ülkelere değil Hristiyanlara sığınıyorlar. İslam dünyası oturup bunu düşünmelidir. Biz başka insanların bize kaçtığı, bize sığındığı bir ülke olmak zorundayız. Bakın Kanada, İrlanda ve İskandinav ülkeleri dünyada sığınılan ülkeler listesinde başı çekiyor ve biz bu listede çok gerideyiz” diyerek konuşmasını tamamladı.