- Haberler
- Kültür-Sanat
- Konya Aydınlar Ocağı'nın konuğu Mustafa Kabakcı oldu!
Konya Aydınlar Ocağı'nın konuğu Mustafa Kabakcı oldu!
Konya Aydınlar Ocağı eğitimci, işadamı siyasetçi Mustafa Kabakcı'nın 70. yaşında saygı gecesi düzenledi.
Konya Aydınlar Ocağı, eğitimci, işadamı ve siyasetçi Mustafa Kabakcı’nın 70. yaşında saygı gecesi düzenledi. İl Halk Kütüphanesi konferans salonundaki programda Kabakcı hayatı ve hatıralarını anlattı.
Programın açılıi konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, kültüre düşkün bir insan olan Mustafa Kabakcı’nın müstesna bir yeri olduğuna vurgu yaprak, “Mustafa bey Cihanbeyli de ekoldür. Konya ile Ankara arasında olmasının avantajını çok iyi kullandı, Bu güzergâhta pek çok önemli insanı misafir etti. Biz de oradaki sohbetlerden istifade ettik” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Mustafa Kabakcı çocukluk yılları, eğitim hayatı, öğretmenlik dönemi, ticari faaliyetleri ve hatıralarını anlattı. 1953 yılında Cihanbeyli’nin İnsuyu’na bağlı Uzuncayaylası’nda doğduğunu söyleyerek söze başlayan Kabakcı, “Çeşmeden akan suyu görmeden büyüdük. Köydeki su kuyusuna da kalaycıların katırı düşüp ölmüş ve biz o suyu, 15-20 gün içmişiz” dedi.
Altı kardeş olduklarına vurgu yapan ve annelerinin ısrarı üzerine okuduklarını söyleyen Kabakcı, “İlkokulu Cihanbeyli’de, bizim için tutulan evde gurbeti yaşayarak okuduk. Sonra Babamla Konya’ya geldik. Karatay Lisesi Müdürü (kayıtlar kapandı) deyince geri dönüyorduk ki yolda CHP’li Sami Kart’la karşılaştık. Babam durumu anlatınca bizi okul götürdü. Kendisini gören Müdür hürmet gösterdi, beni de okula kaydetti. Bu olayla, imkân olduğunda hiç bir garibanın talebinin geri çevrilmemesi gerektiğini öğrendim” diye konuştu.
Akşehir Erkek Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra Diyarbakır Silvan ve Altınekin Akıncılar’da öğretmenlik yaptığını da kaydeden Kabakcı, “12 Eylül darbesi olduğunda, hakkımda (halkı isyana teşvikten) soruşturma varmış. Okul müdürü Mustafa Belek beni çağırıp, dosyamı beklettiğini, tek çaremin yurt dışına gitmem olduğunu söyledi. Almanya’ya ilk bu vesileyle gittim ama o soruşturmadan bir şey çıkmadı dedi.
MEB’in açtığı yurtdışı sınavını kazanarak altı yıl Almanya’da öğretmenlik yaptığını anlatan Kabakcı, bu zaman zarfında dünyayı tanıdığını, Almanlarını disipline hayatını gördüğünü söyledi.
Sözlerini “Tarih yakamızı bırakmıyor” diyerek sürdüren Kabakcı, “Murat Hüdavendigar’ın türbesini ziyaret ettikten sonra yolu kaybettik. Bulgaristan’da komünizm hüküm sürüyordu. Birine Almanca olarak yolu sorduğumda Türkçe olarak, “Almanlar buraya gelmedi, biz dört yüz yıldır buradayız” dedi. Adam Türk’tü. Yunanistan’da bir fabrikayı ziyaret ettik ve bizi takip eden birine “Siz Türk’müsünüz?” diye sordum, “Ben Osmanlı’yım” diye karşılık verdi. Paris’e gitmiştik. Orada da yolu kaybettik. Fransızlar Almanca konuşmayı sevmezler. Birine, “Almanca biliyor musunuz” diye sorunca adam, “Türkçe konuşalım, ben Osmanlı dönemi Ermeni’siyim. Halâ evimizde Türkçe konuşuyoruz” dedi. Kültür ve tarih, nereye gidersek gidelim; peşimizi bırakmıyor” dedi.
Almanya dönüşünde bir dönem sarraflık, sonra Sümerbank mağaza işletmeciliği, ardından hastane yatakları üretimi yaptığını anlatan Kabakcı, “Konya Ticaret Odasında Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, TOBB İstanbul Dünya Ticaret Merkezinde Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği yaptım. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun teklifi ile Büyük Birlik Partisinde siyasete başladım. Belediye Başkanlığı ve milletvekili adayı oldum, Partinin Genel Sekreter Yardımcılığı yaptım. Sonra AK Parti’den milletvekili seçildim” dedi.
Hayatının her döneminde eşi Şerife hanımın desteğini gördüğüne de işaret eden Kabakcı, “Şerife hanım olmasaydı yaptıklarımın pek çoğunu yapamazdım. Oktay Sinanoğlu, Abdürrahim Karakoç, İlber Ortayı gibi pek çok misafiri ağırladığımız evimizi küçük bir kültür merkez haline getirdik” diyerek sözlerini tamamladı.