Konya Aydınlar Ocağı'nda Tasavvuf Ehli Kılcı Nuri Baba anıldı
Konya Aydınlar Ocağı Hakk'a yürüyüşünün 25'inci yılında Kılcı Nuri Baba'yı andı. Prof. 'O' ki gönüllerde yaşıyor, adlı kitabında Kılcı Nuri Baba ile ilgili hatırlarını kaleme alan Dr. Ahmet Alkan, programda onun hayatını ve özel yönlerini anlattı.
İl Halk Kütüphanesi Salonundaki programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, “Nuri Baba’nın 25. Vefat yıl dönümündeyiz. Bundan beş yıl önce de bir anma toplantısı düzenlemiştik. Bugün Prof. Dr. Ahmet Alkan hocamız İrfan Meclisinde yaşadıklarını, hatıralarını anlatacak” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen sanatçı Nuri Cennet, Kılıcı Nuri Efendi’nin sağlığında yazdığı ilahiyi seslendirdi. Cennet, “Bu ilahiyi Baba Efendi’nin yanında okuduğum zaman duygulanmış ve (Bunu benim yanımda değil, evinde, benim olmadığım yerde vefatımdan sonra oku) demişti” diye konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Alkan sözlerinin başında İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma dikkat çekerek, “İsrail’in yaptıklarını sözle tel’in etmek yetmez. Ama şahsi olarak elimden başka bir şey gelmediği için; düşüncenin ve buğz etmenin de bir gücü olduğuna inanarak İsrail’e buğz ettiğimi beyan ediyorum” dedi.
Daha sonra, Kılcı Baba Nuri Efendi ile hatıralarını kaleme aldığı kitabı ile ilgili kısa bilgiler veren Alkan, “Biz millet olarak yazılı kültürü içselleştirememiş bir milletiz. Yazılı kültür geleceğe nakledilir ama sözlü kültür değiştirilmeye müsaittir. Dinimize karıştırılan ve İsrailiyat olarak ifade edilen uydurmalara da sözlü kültür sebep olmuştur” diye konuştu.
Kılcı Nuri Baba’nın gönüllerde yaşamaya ve sonsuzluğa köprü kurmaya muvaffak olduğuna vurgu yapan Alkan, “Bir ayağını Muharrem Sırrı Efendi’ye sabitleyerek adeta dünyayı dolaşmış bir insandı. Hizmetini (Bizim meclisimiz aşk meclisidir) diye özetlerdi. (Aşkı Hüdâ olan fani dünyayı neylesin) sözü de ona aittir” diyerek sözlerini sürdürdü.
Nuri Baba’nın Kadiri ve Nakşi derslerini çalışıp icazet aldığına değinen Alkan, “Öğretisi ilâhi aşk üzerindeydi. Mevlâna ve Anadolu İrfanı ona ilham olmuştur. (Zamanın Mevlâna’sı) deyimi de onun için kullanılmıştır” dedi.
Kılcı Nurii Efendi ile 1993 yılında tanıştıklarını anlatan Alkan, “Bana, (Muradın sadece cennet ise, bizimle işin yok; namazlarını kıl, oruçlarını tut, iyi insan ol. Biz Cemalüllahın arzusunda insanlarız) demişti. Onun birinci vasfı eğitimci olmasıydı. Her insana karşı özel tavır geliştirir, idrak seviyesine göre, onun anlayabileceği biçimde eğitirdi. Yol gösterici ve ışık tutucuydu. İkinci vasfı, tekrar etme özelliğiydi. Malum; insan en çarpıcı olayları yirmi üç günde unuturmuş. Baba da olması gereken şeyleri usulü dairesinde bizlere tekrar tekrar anlatırdı” diyerek sözlerini sürdürdü.
Nuri Baba’nın kalbş nöbet mahalli olarak tarif ettiğini ve (Nöbet mahallini dünya ile doldurmayın) dediğini anlatan Alkan, “Belirli bir düşünme sisteminin esiri değildi. Gazali’nin ahlâkî tasavvuf felsefesine yakın dururdu. Dünyaya geniş bir pencereden bakar, kendisine mürit olmayı da şartlara bağlamazdı. Hiçbir sözüne kendi sözü olarak başlamaz (Hacı Babam derdi ki) diye konuşurdu. (İnsan kalbi zikrullah ile temizlenir) buyururdu. O fihi mafih’di. İçinde keşfedilmesi gereken yeni dünyalar olan engin bir derya idi” diyerek konuşmasını tamamladı.
Dergah mensuplarının ilahileriyle devam eden program Hafız İli İnan’ın Aşr-ı Şerif tilavetiyle son buldu.Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü günün konuşmacısı Prof. Dr. Ahmet Alkan’a kitap takdim ederken, Kılcı Nuri Efendi'nin torunu Muharrem Küçükiplikçi de Alkan ve Güçlü’ye sikke hediye etti.