- Haberler
- Kültür-Sanat
- Konya Aydınlar Ocağı'nda Fuat Sezgin konuşuldu
Konya Aydınlar Ocağı'nda Fuat Sezgin konuşuldu
Konya Aydınlar Ocağı'nda Fuat Sezgin'in vefatının beşinci yılı münasebetiyle İl Halk Kütüphanesi Salonu'nda program düzenlendi. Programda Sezgin'in vatansız kalmanın acısıyla çok önemli çalışmalar yapıldığına vurgu yapıldı.
Sezgin’in vefatının beşinci yılı münasebetiyle İl Halk Kütüphanesi Salonda düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Sezgin’in vatansız kalmanın acısıyla çok önemli çalışmalar yaptığına işaret ederek “Hoca bu gayretleriyle Türk İslâm coğrafyasının medarı iftiharı haline gelmiştir. Acı çekmeyen insanların zirveye çıkma şansı yok” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen yazar Vural Kaya, Sezgin’in ülkemizdeki nadir zekâlardan birisi olduğuna vurgu yaparak “Onun hayatında oryantalistlerin kışkırtması büyük rol oynamıştır. Buhari ile ilgili yazdığı tezlerle oryantalistleri ikiye bölmüş, onların tezlerini çürütmüştür. Fuat hocaya karşı duruş gösteren oryantalistler gelecekte dünyayı etkileyecek bir ilim insanının yetişmesine vesile oldular” dedi.
İlim aşkını da bir oryantalistten kazanan Fuat Sezgin’in üstün zekâ sahibi bir insan olduğuna vurgu yapan Vural, “1924 Bitlis doğumlu olan Fuat Hocanın babası da ilmi seviyesi yüksek olan Bitlis Müftüsüdür. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra üniversiteden uzaklaştırılan ve 147’likler olarak bilinen akademisyenler arasında olan Fuat Sezgin bir valizle kaldığı yurt dışına gitti ve aynı alanda çalışan oryantalistlerin kıskançlıkları ile karşı karşıya kalsa da zorluklar karşısında pes etmedi. (Tüm musibetler karşısında sadece Allah'a inanacaksın) sözü onun inanç dünyasını ve ruhsal derinliğini ortaya koymaktadır” diye konuştu.
Kral Faysal Vakfı’nın İslami Bilimler Ödülü'nü 1978 yılında ilk alan kişi olan Sezgin’in kazandığı para ile J. W. Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü’nü ve 1983'te de buranın müzesini kurup direktörlüğünü üstlendiğini anlatan Vural, “Enstitüye bağlı olarak kurduğu müzede Sezgin, İslam kültür çevresinde Müslüman bilginler tarafından icat edilmiş aletlerin, bilimsel araç ve gereçlerin numunelerini yazılı kaynaklara dayanarak yaptırdı ve halen sergilenmektedir” dedi.
Rönesans’ın iddialarının mesnetsiz olduğunu belgeleriyle ortaya koyan Sezgin’in kurduğu atölyede, İslâm âlimlerinin icadı olan alet edavatlar üzerine çalıştığını ve günümüze yansıttığını anlatan Vural “İslâm toplumunun bilimde çok ileri olduğunu, batılıların ise kaynak vermeden bu çalışmaları sahiplendiğini Suat Sezgin ortaya koymuştur. Çağdaş bir Ebu Hanife diyebileceğimiz Fuat Sezgin bilim tarihine ışık tutarak Türk İslâm dünyasının karanlık bir dönemden gelmediğini, aksine ilimde ve bilimde çok ileride olduğunu ispatlamıştır” şeklinde konuştu.
Yirmi yedi dünya lisanına hakim olan Sezgin’in dört yüz binden fazla kaynak eser incelediğini anlatan Vural “Bugün Cumhurbaşkanı olan dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine Türkiye’ye dönen Fuat Sezgin 2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı İstanbul İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin açılmasına öncü oldu. 30 Haziran 2018 tarihinde de sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü İstanbul'da 93 yaşında öldü” diye konuştu.