• Haberler
  • Konya
  • İbrahim Karagül MÜSİAD Konya'nın konuğu oldu

İbrahim Karagül MÜSİAD Konya'nın konuğu oldu

Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül MÜSİAD Konya'nın konuğu oldu. Video konferans yoluyla gerçekleştirilen toplantıda, Akdeniz'de yeni dönem ve Türkiye'nin stratejileri masaya yatırıldı.

İbrahim Karagül MÜSİAD Konya'nın konuğu oldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Video konferans yoluyla gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Başkanı Ömer Faruk Okka, “Temmuz ayında Konya, 194 milyon dolar ihracat gerçekleştirerek tarihin en yüksek aylık ihracat rakamına ulaştı. Öte yandan hafta içerisinde açıklanan Türkiye’nin ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde Konya’dan 15 firma yer aldı. Bunlardan 8 firma da MÜSİAD Konya üyesi. Başta üyelerimiz olmak üzere şirketlerimizin yöneticilerini ve çalışanlarını kutluyorum. Ekonomide önümüze gelen rakamlar bizlerin ümidini, moral ve motivasyonu artırıyor. Konya iş dünyası olarak pandemi sürecinde kontrolü elden bırakmadan var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın da maske, mesafe ve temizlik kuralına dikkat etmesiyle bu süreci hep birlikte atlatarak normal hayatımıza en kısa sürede döneceğimizi ümit ediyorum” dedi.

Başkan Okka’nın ardından sözü alan Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül ise “Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Bir yıl öncesinde dünyanın bu noktaya geleceği söylenseydi, kimse inanmazdı, bir kurgu olarak kabul edilirdi. İnsanlar, teknoloji ve iletişim anlamında zihin sınırlarını zorlayacak bir döneme ulaştı. Öyle bir döneme ulaştık ki, kişisel düşünce tarzımızda, devletlerin siyasal bakışlarında, toplumsal algılarda, kimlik ve bilinçler değişti. Bugüne kadarki, tanım ve kavramlarımız da değişti, kısaca her alanda olağanüstü bir çağ yaşıyoruz” 

“Tarihinde Görülmemiş Bir Kararlılık”

Pandemi sürecinde güçlü ülkeler sınavı kaybetti. Pandeminin ekonomik, sosyal, psikolojik ve siyasi faturaları çok ağır oldu. Bu ülkeler kendi iç dinamiklerine yöneldi. Türkiye, her alanda olduğu gibi pandemi ile savaşta da oldukça iyi durumda. Bütün devletler pandemiyle uğraşıyor görünse bile, dünyada olağanüstü güç kaymaları ve güç değişmeleri yaşanıyor.

Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı devletler küresel sahnede çok hızlı rol alıyor. Bölgesel ve uluslararası güç kaymasından kaynaklanan boşluğa avantajlı ve kararlı bir şekilde girdik. Kafkaslardan Libya’ya, Irak’tan Suriye’ye, Doğu Akdeniz’den Ege’ye, Somali’den Bafra Körfezine kadar,  inanılmaz bir şekilde güç sıçraması yapan bir Türkiye görüyoruz. Türkiye, bu kararlılığa 15 Temmuz’dan sonra ulaştı ve attığı doğru adım ve müdahalelerle Ortadoğu’da çizilmek istenen haritayı ve planları altüst etti. Bugüne kadar Türkiye’nin önüne terör örgütleri sürülüyordu, şimdi ise bölge devletlerini sürmeye başladılar. Bir dönem sonra asıl aktörler sahnede alacaktır. Asıl hesaplaşmanın ise asıl aktörlerin sahneye inmesiyle 2023’te yaşanacağını tahmin ediyorum.

Türkiye, Doğu Akdeniz’deki olaya sondaj ve donanma gemileriyle açık müdahale ederek, karşıdaki cepheyi kırmaya, kafasını karıştırmaya ve yeni hesaplar yapmaya dönük ciddi adımlar attırdı. Şuana kadar başarılı bir yol izleniyor. Türkiye, Coğrafyada yalnızlaştırılmaya çalışıyor. Biz buna direniyoruz. Bunun, bir siyasal parti veya bir iç politika meselesi olarak değerlendirilmemesi gerekiyor. Herkesin bunu iyi kavraması gerekiyor. Bu mesele, milletimizin Selçuklu ve Osmanlılardan bugüne, yüzlerce yıldır verdiği mücadelenin 21’inci yüzyıla taşınmış halidir. 2023 yılına kadar bölgede fırtınalar esecek, hızlı gelişmelere tanık olacağız. Bu bir geçiş dönemidir. 

“21’inci yüzyılda tanık olmadığımız bir mücadele yaşıyoruz”

Pandemi sürecinde dünya bir şok yaşadı, özellikle Avrupa ve batılı ülkeler içe kapandılar, dışarıyla ilgilenemez hale geldiler. Türkiye oluşan boşluğu kullanarak bir adım öne geçti. Buna Avrupa’da ilk olarak Fransa uyandı, Türkiye’ye karşı bütün Avrupa’yı kışkırtmaya çalışıyor. Türkiye’nin güç yükselişinin görüldüğü bir mücadeleyi yaşıyoruz. Hıza, çatışmalara ve hesaplaşmalara alışmalıyız. Doğu Akdeniz’de ve Ege’deki krizin erken biteceğini kimse söylemesin. Belli bir dönem durgunluklar olabilir ama bu mücadele uzun yıllar sürecek bir mücadeledir.” dedi.

Şeyma Bıyıklı

Bakmadan Geçme