HPV aşısı enfeksiyonu engelliyor
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Evren: 'HPV aşısı enfeksiyonu yüzde 90 oranında engelliyor'
Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı Op. Dr. İsmail Evren, “9’lu HPV aşısı koruyuculuk oranı dokuzlu aşıda yüzde 90’ın üzerindedir. Dikkat edilmesi gereken nokta, HPV aşılarının yüksek riskli HPV tiplerine karşı enfeksiyon riskini azalttığı ve kanserle ilişkili lezyonların gelişme olasılığını düşürdüğüdür” dedi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İsmail Evren, HPV enfeksiyonları hakkında bilgi verdi. HPV enfeksiyonunun yüzde 99 oranla cinsel yolla bulaştığına işaret eden Evren, HPV enfeksiyonlarının çoğunlukla bağışıklık sistemi tarafından kontrol altına alındığını ve kendiliğinden geçtiğini söyledi. Ancak bazı durumlarda enfeksiyonun kalıcı olabildiğini belirten Evren, “HPV’nin etkileri ve riskleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. HPV aşısı almak ve düzenli tıbbi kontrollerle sağlığınızı izlemek önemlidir” uyarısında bulundu.
“Lezyonlar tedavi edilmezse kansere dönüşebilir”
Evren, HPV enfeksiyonlarının en yaygın belirtisinin genital siğiller olduğunu aktardı. Genital siğillerin, cinsel organlarda ve çevresinde, anüste veya ağızda küçük, et benzeri kabarıklıklar şeklinde görüldüğünü belirten Evren, HPV enfeksiyonunun bazı durumlarda kansere neden olabileceğini belirtti. HPV’nin rahim ağzı kanserinin en yaygın nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Evren, “Uzun süreli HPV enfeksiyonları, servikal hücrelerde anormal değişikliklere neden olabilir ve zamanla kanser gelişebilir HPV bazı diğer kanser türlerinin de oluşumunda rol oynayabilir. Özellikle, HPV 16 ve 18 tipleri ağız, boğaz, yutak, anüs, penis ve vulva gibi bölgelerde kansere yol açabilir” açıklamasında bulundu.
“Her HPV tipi kanser yapmaz”
Evren, HPV’nin 100’den fazla tipi olduğunu belirterek her HPV tipinin kansere neden olmadığını söyledi. Evren, kansere sebep olan HPV türlerine ilişkin ise şu bilgileri verdi:
“HPV’nin sadece bazı tipleri rahim ağzı kanserine yol açabilir. 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59 yüksek riskli gruptur. Kansere en yaygın olarak sebep olan HPV tipleri 16 ve 18’dir. Bunlar yüksek riskli tipler olarak adlandırılır. Yüksek riskli HPV tipleri, rahim ağzındaki hücrelerde anormal değişikliklere neden olabilir ve zamanla kanser öncüsü hücrelerin oluşumuna katkıda bulunabilir. Ancak, yüksek riskli HPV enfeksiyonu olan her kadın rahim ağzı kanseri geliştirmez. Bağışıklık sistemi iyi olan kadınlar enfeksiyonla başa çıkabilir.”
“Sigara kullanımı, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi etkenler de kanser riskini etkileyebilir”
Düşük riskli HPV tiplerinin genellikle genital siğillere neden olduğunu belirten Evren, bu enfeksiyonun rahim ağzı kanserine yol açma potansiyelinin düşük olduğunu anlattı. HPV enfeksiyonunun rahim ağzı kanseri gelişmesinde önemli bir risk faktörü olduğuna ancak tek başına yeterli olmadığına işaret eden Evren, “Diğer faktörler, genetik yatkınlık, sigara kullanımı, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi etkenler de kanser riskini etkileyebilir” ifadelerini kullandı.
HPV’den korunma yöntemleri
Op. Dr. İsmail Evren, HPV enfeksiyonundan korunma yöntemleri hakkında da bilgi verdi. Enfeksiyondan korunmasının en etkili yolunun sağlıklı bir cinsel hayat olduğuna işaret eden Evren, ikinci etkili yolunsa enfeksiyon bulaşmadan önce HPV aşısı yaptırmak olduğunu söyledi. HPV aşısının, erişkinlerde üç doz şeklinde yapıldığını belirten Evren, “Ergenliğe girmeden kız ve erkek çocuklara toplam 2 doz yeterlidir. Bu dönemde uygulanacak aşıların koruyuculuğu maksimum seviyededir” açıklamasında bulundu.
“HPV aşısı enfeksiyonu yüzde 90 oranında engelliyor”
4’lü ve 9’lu olmak üzere 2 farklı HPV aşısı bulunduğunu ve 9’lu aşıyı önerdiklerini anlatan Evren şöyle devam etti:
“Koruyuculuk oranı dokuzlu aşıda yüzde 90’ın üzerindedir. Dikkat edilmesi gereken nokta, HPV aşılarının yüksek riskli HPV tiplerine karşı enfeksiyon riskini azalttığı ve kanserle ilişkili lezyonların gelişme olasılığını düşürdüğüdür. Ancak aşı, tüm HPV tiplerine karşı yüzde 100 koruma sağlamaz ve mevcut enfeksiyonları tedavi etmez. Ayrıca, aşının koruyuculuğu kişinin bağışıklık sistemi ve enfeksiyonun maruz kalma durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.”