Güneri: Erbakan'ın etkisi Türkiye'de köklü olumlu değişimleri meydana getirmiştir
Eski Devlet Bakanı Güneri, eski başbakanlardan merhum Erbakan'ın etkisinin, Türkiye'de köklü olumlu sosyoekonomik, sosyokültürel değişimleri ve kırılmaları meydana getirdiğini belirtti.
Eski Devlet Bakanı Teoman Rıza Güneri, AA muhabirine, vefatının 11. yıl dönümünde Milli Görüş hareketinin kurucu lideri ve eski başbakanlardan merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı anlattı.
Türk siyasetinin 'Erbakan Hoca'sı vefatının 11'inci yılında anılıyor
Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın, vefatından sonra daha iyi anlaşılmaya başlandığını ifade eden Güneri, her geçen yıl onun fikirlerine, ortaya koyduğu aksiyona olan ilginin arttığını söyledi.
Erbakan'ın çevresinde yetişen "dava adamları"nın etkilerini artırmaya devam ettiğini dile getiren Güneri, onun hayatındaki mükemmel detayların, fikirlerindeki bütün insanlığı kuşatan barış, adalet, eşitlik vurgularının tamamen İslam'ın temel umdelerinden kaynaklandığını belirtti.
Güneri, merhum Necmettin Erbakan'ın fikirleri ve hayatının tamamında ortaya koyduğu davranış biçimleriyle nesiller boyu, insanların İslam'a olan ilgisini ve sevgisini artıracak örnek bir hayat yaşadığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Erbakan Hoca mücadelesini tanımlarken, dünya kurulduğundan beri hak-batıl mücadelesinin devam ede geldiğini ortaya koyar. Bu çağda hakkın temsilcisi Milli Görüş'tür, Batılın temsilcisi de bir dönem Siyonizm, daha sonraları ırkçı emperyalizm olarak nitelendirdiği, bütün dünyayı sömüren, temeli Kabala inancına dayanan, nüfusu çok olmayan ama dünyanın finans, enerji kaynakları, çok uluslu şirketleri ve önemli kuruluşlarına hakim olan zalim yapıdır. Erbakan Hoca, İslam'ın en önemli ibadetlerinden biri olan cihat ibadetinin unutturulduğunu, bundan dolayı dünyada batılın zemin bulduğu, zulmün, sömürünün arttığını ortaya koymuştur. Zulmün, sömürünün ortadan kaldırılması için verilen mücadelenin cihat olduğunu söylemiştir. Cihadın sanıldığı gibi sadece silahla yapılmadığını, her alanda zulmün, haksızlıkların, sömürünün, adaletsizliklerin önlenmesi mücadelesinin 'cihat' olduğunu anlatmıştır. Daima da barıştan yana bir üslup kullanmıştır."
"Siyaset tarihimizin en etkili ismi olmuş"
Teoman Rıza Güneri, Erbakan'ın batıl ile mücadelesini siyasi parti yanında, kurduğu yan kuruluşlar kanalıyla da sürdürdüğünü anlatarak, bu yapıların toplumun her katmanının içinde yer aldığı dernekler, vakıflar, sendikalar, gençlik kuruluşları, iş adamları örgütleri, yardım kuruluşları, uluslararası organizasyonlar, basın yayın kuruluşları, yurt dışındaki vatandaşların benliklerini kaybetmemeleri ve oldukları ülkelerde etkili olmaları için kurduğu çeşitli oluşumlar olduğunu söyledi.
Güneri, Erbakan'ın siyasete adım attığı ilk günden itibaren sonuna kadar hep en çok çalışan ve en çok terleyen isim olduğunu ifade ederek, "İlk bağımsız adaylığından itibaren mesajını herkese ulaştırabilmek için her ilçeye, her köye gitmiş, hatta yolu olmayan köylere dahi yürüyerek gidip mesajını ulaştırmanın gayretinde olmuş, gitmemenin, mesajı ulaştırmamanın vebal olduğunu söylemiş, bazen bazı köylere gece yarılarında ulaşabilmiş ve bekleyen vatandaşlara hiç kısaltmadan o gün yapmakta olduğu konuşmanın tamamını, karşısında birkaç kişi bile olsa eksiksiz yapmıştır." diye konuştu.
Erbakan'ın maddi ve manevi kalkınmaya çok önem verdiğini, bir taraftan ağır sanayi hamlesi gibi projeleri hayata geçirirken, bir taraftan da manevi kalkınma için çok önemli adımlar attığını aktaran Güneri, bunun için de emperyalizm ve içerdeki uzantıları tarafından hep engellenmeye çalışıldığını anlattı.
"Bütün insanlığın kurtuluşu için çalışmayı hedefledi"
Güneri, Erbakan'ın kurduğu partilerin defalarca kapatıldığını, uzun yıllar mahkemelerle uğraştırıldığını ve siyaset yasağı konularak hapsedildiğini belirterek, buna rağmen Türkiye siyaset tarihinin etkili isimlerinden olduğunu söyledi.
Kurduğu siyasi yapının etkisini kendi sağlığında da vefatından sonra da sürekli artırdığını aktaran Güneri, "Erbakan'ın etkisi Türkiye'de köklü olumlu sosyoekonomik, sosyokültürel değişimleri, kırılmaları meydana getirmiştir. Türkiye Batı'nın kendine biçtiği rolden kurtulmaya başlamış ve sadece Batı hayranlarının etkili olduğu bir düzenden, halkın etkili olmaya başladığı bir düzene doğru adım atmıştır. Erbakan, fikirleri ve hedefleriyle Türkiye'ye sığacak yapıda biri değildi. Bütün hayatı boyunca bütün insanlığın kurtuluşu için çalışmayı hedefledi. " ifadelerini kullandı.
Güneri, Erbakan'ın başbakan olduğu 54. hükümetin bir yıl sürdüğünü ve bu bir yılda sadece iki defa yurt dışına seyahate çıktığını belirterek, "Bu seyahatlerinin sonucu olarak D-8'i kurdu. D-8'in umdelerini ortaya koyarken, dünya devletlerinin ilişkilerinde olması gereken prensiplerini, savaş, çatışma, çifte standart, üstünlük, sömürü yerine; barış, diyalog, adalet, eşitlik, iş birliği olmalı diye ortaya koydu. İslam ülkeleri arasında dayanışmaya çok önem verdi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Türkiye'nin öncülüğünde bu büyüklükte ve önemde başka bir oluşumun kurulmadığı dikkate alınırsa Erbakan'ın dehası daha iyi anlaşılabilir." diye konuştu.