Gazetemiz Yazarı Başoğlu'dan iki yeni şiir kitabı

Gazetemiz sahibi Yusuf Gürbüz'ü gazetemiz yazarlarından Şair- Yazar Faruk Başoğlu, TV programcısı ve Turizmci Emrullah Kesken ve emekli Diyanet çalışanı Mitat Ceylan ziyaret etti.

Gazetemiz Yazarı Başoğlu'dan iki yeni şiir kitabı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yusuf Gürbüz ziyarette gazetemiz yazarlarından Faruk Başoğlu yeni çıkan iki şiir kitabını Yusuf Gürbüz'e hediye etti.

Toplumun dertlerini dert edinen ve çözüm yollarına dair şiir ve yazılarıyla kapı aralamaya çalışan Faruk Başoğlu daha önceki eserlerinde de olduğu gibi bu yeni eserlerinde de insanlara iyiliğe, güzelliğe davetini devam ettiriyor. Sevgi toplumu oluşması için de salih bir mümin olmanın gerekliliğine inanıyor.

Gazetemiz sahibi Yusuf Gürbüz ise  misafirlerinin bu ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederken, gazetecilik meslek hayatının olmazsa olmazı olarak gördükleri; inancımıza, değerlerimize, vatanımıza ve aziz milletimize hizmetle Otuz yılı aşkın bir süreyi geride bıraktıklarını ve bu hizmet sevdasının da bir meslek prensibi olduğunu söyledi.

Gürbüz ayrıca; şimdiye kadar hep doğruların cesur savunucusu ve yanlışların yılmaz düzelticisi olduklarını da belirtti.

Gazetemiz yazarı Faruk Başoğlu’nun yeni eserleriyle ilgili duygu ve düşüncelerini isterseniz söz konusu eserinde yazdıklarından okuyalım:

Yine.. Yeniden..

“Yüreğinizde bana yer açar mısınız?” Diyerek “Yüreğinde Yer Var mı? “ isimli şiir kitabımla yürekten yüreklerinize seslenmiştim. Birbirimizi anlayarak ve hoş duygular bırakarak, iyilik ve güzellikler adına bir katkı sağlamak, bir dua almak temennisiyle tekrar tekrar sizlerin huzurunda olma duasıyla… Yine, yeniden birlikteyiz, hamdolsun.

Bu sefer; “Gıcırdayan Tekerim” isimli şiir kitabıyla önceki kitabıma benzerlikler hissedilse de daha çok kendi kendimizle bir hasbihal etmeye çalıştım.

Yerine göre çocukluğumuzun saflığına, temizliğine veya çocuk olmanın keyfine bir yolculuk yaparken, yerine göre de eskiden olup ta şimdi kaybettiğimiz, özlediğimiz değerleri hatırlatmak istedim. Bunları yaparken de bizi biz olmaktan yozlaşmanın karamsarlığı içerisinde kalmadan umut kandillerini yakmaya çalıştım. Tabii ki bütün bunların hepsi bir nida, bir ses vermedir. Şiir bundan ibarettir zaten. Ama sözleri kıymetlendiren ve güzelleştiren okuyucunun okuduğu şiirde kendinden bir şeyler bulmasıyla olur. Sözler ne kadar güzel olsa da ,daha öncelerden bahsettiğimiz hakikati görmezden gelemeyiz elbet; Her söz, kalbe bir dokunuştur. Kalplerde oluşturacağı tesir ise sözün sahibinin değil kalplerin sahibinin elindedir. Şiirlerim, Allah kalplerde bir tesir uyandırırsa anlam ifade edecek; aksi takdirde kuru bir kelam olarak kalacaktır.

Yine samimiyetten yanayım ve belagat olsun diye yazmadım. İçimden geldiğince bir yaraya merhem olur muyum umuduyla yazdım. Ülkeme, insanımıza ve Allah’ın bir hatırası, önemsediği kulları olan insanlara yine onları yaratan Allah’ın rızasını ümit ederek bir hizmet sunabilir miyim diye yazdım. Hal böyle olunca, parlak ve ışıltılı sözler yerine sizlere dertleşir gibi ama yerine göre basit dahi olsa hissettiğimi yazmaya çalıştım. Sizlere karşı samimi olmak içimi ısıtıyor. İşte bu yüzden Rabbimin lütfettiği kadarıyla yazmaya çalışıyorum.

Bu yazdıklarımla da yine bir şairlik iddiasıyla değil, sizlerle konuşan ,sizlere bir diyeceği olan acılı bir yürek olarak; “Söz hikmet iledir ve öyle şiir vardır ki hikmettir.” Kutlu sözüne inandığım için huzurdayım.

Biz insanlar; yanılan, şaşıran bir beşer olarak başta şahsımı anarak eksikli ve kusurluyuz. Güzel çağrı, doğru davet; kişinin maneviyatında, dolayısıyla hayatında güzel değişimlere katkı sağlayacaktır diye ümit ediyorum. Kıymeti de buradadır. Sözlerimin iyiliğe ve güzelliğe değişime vesile olmasını , bir davetçi olmasını kalplere hükmeden Yüce Rabbime sığınarak arzu ediyorum. Bana vakit ayırdığınız için teşekkürler…

Bakmadan Geçme