Deprem mühendislerinden 'şantiye şefi' uyarısı
Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Genel Başkanı Nazmi Şahin, inşaatlarda proje uygunluğunu denetleyen şantiye şeflerinin önemine işaret ederek, 'Şantiye şeflerinin yapı denetim firmalarıyla işbirliği içinde çalışması elzemdir.' dedi.
Şahin, şantiye şeflerine ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca geçen hafta yayımlanan yönetmelik değişikliğini değerlendirdi.
Düzenlemeyle şantiye şefleri için deneyim şartı getirildiğine dikkati çeken Şahin, 75 yaşını dolduran veya şantiyede fiilen devamlı görev yapmaya engel bir durumu olanların şantiyede görev alamayacaklarını söyledi.
Şahin, şantiye şeflerinin aynı anda üstlenebilecekleri iş miktarının, işin büyüklüğüne göre düzenlendiğini belirterek, "Daha önce bir şantiye şefinin 30 bin metrekareye kadar işi üstlenip aynı anda 5 iş yapması mümkünken yeni düzenlemeyle iş sayısı üstlenilen işin büyüklüğüne göre değiştirildi. Bu düzenlemeyle alınan işin büyüklüğüne göre iş sayısı azaltılıp inşaatların daha etkin bir şekilde sevki, idaresi ve denetlenmesi amaçlandı. Ayrıca, yapı inşaat alanı 7 bin 500 metrekareyi geçen veya kamu kurum ve kuruluşlarınca yaptırılan kamu yatırımı niteliğindeki yapıların şantiye şefleri aynı anda başka bir işin şantiye şefliğini üstlenemeyecek." diye konuştu.
"Mühendis kontrolünde yapılan binalarda yıkıcı hasar olmaz"
Deprem kuşağında olan Türkiye'de şantiye şefinin inşaatların en önemli paydaşı olduğunu vurgulayan Şahin, "Şantiye şefi, şantiyelerin denetlenmesinden ve inşaat projelerinin yürütülmesinden sorumludur. Günlük olarak inşaat operasyonlarını denetler, işin zamanında, bütçe dahilinde ve doğru kalite standartlarında, güvenli bir şekilde yapılmasını sağlar. Yaşadığımız depremlerde gördüğümüz önemli sonuçlardan biri, mühendis kontrolünde yapılan binalarda yıkıcı hasarların olmadığıdır." ifadelerini kullandı.
Şahin, şantiye şefinin görev tanımının, "Yapıyı ilgili mevzuat hükümlerine, ruhsata ve eki projelere, denetçi mimar ve mühendis ile kontrol ve yardımcı kontrol elemanlarının talimatlarına uygun olarak inşa ettirmek, yapı denetimi sırasında bizzat hazır bulunarak denetimin uygun şartlar altında yapılmasını sağlamak" olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
"1999 depreminden sonra yürürlüğe giren yapı denetim mevzuatı ile inşa edilen hiçbir binamız, Van, Elazığ, Malatya ve İzmir depremlerinde yıkılmamış can ve mal kaybı yaşanmamıştır. Yapı denetim sisteminin ne kadar doğru bir sistem olduğunu yaşayarak gördük. Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği olarak diyoruz ki 'Mühendislerle depremden sonra değil depremden önce tanışalım.' Yapı denetim şirketleri kamu ve yapı sahibi adına denetim yapar. Şantiye şefi esas olarak müteahhit adına çalışır. Yani şantiye şefi 'müteahhit adına' yapım işinin ruhsat ve eki projelerine uygun olmasından sorumludur. Şantiye şefi proje uygunluğunun yanı sıra her türlü tedbiri almaktan da sorumludur. Her türlü tedbir oldukça geniş kapsamlı bir sorumluluk alanıdır. Örneğin, şantiyede çalışan işçilerden birinin ayağına şantiye sahasında çivi batmasından başlayan ve inşaatı henüz tamamlanmamış daireyi satın almak için şantiyede daire gezen vatandaşın yaralanmasına kadar devam eden bir sorumluluktur. Devlet ve yasalar mühendislere bu kadar sorumluluk yüklerken, birçok cezai işlem riskiyle karşı karşıya bırakırken, neden işveren ve müteahhitler tarafından şantiye şefliği önemsenmiyor?"
İnşaat maliyetleri, daire ve iş yeri fiyatları bu kadar yüksekken teknik elemanların gelirlerinin değişmediğini dile getiren Şahin, "Şantiye şefliği görevinin mesleki yeterlilik gerektirdiği unutulmamalı, görev bu bilinç ve sorumlulukla üstlenilmelidir. Bu süreçte şantiye şeflerinin yapı denetim sistemi ile uyumlu çalışması adeta anahtar-kilit görevi görmektedir. Bu sistemin gelişmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması için şantiye şeflerinin yeteri kadar iş yüküyle görevlendirilerek yapı denetim firmalarıyla işbirliği içinde çalışması elzemdir." dedi.