Çocuklar için büyük tehlike! Deizm ve Ateizm

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 'Gençlerimizi batıl anlayışlara kaptırmayalım. Çocuklarımızı İslam'ın dışındaki ideolojilere, inançsızlığı pompalayan bir takım örgütlere, yapılara kaptırmayalım. Kaptırırsak bu bizim için çok büyük bir vebal olur' dedi.

Çocuklar için büyük tehlike! Deizm ve Ateizm
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.

Diyarbakır Dini Yüksek İhtisas Merkezi'nde düzenlenen programda Erbaş, irşat çalışmalarının arttırılması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:

  • Gençlerimizi batıl anlayışlara kaptırmayalım.
  • Çocuklarımızı İslam'ın dışındaki ideolojilere, inançsızlığı pompalayan bir takım örgütlere, yapılara kaptırmayalım.
  • Kaptırırsak bu bizim için çok büyük bir vebal olur.
  • Biz ne kadar din-i Mübin'i İslam'ın sahih kaynaklardan öğretilmesine gayret edersek ve öğrendiğimiz ilmi irşada dönüştürürsek her karış toprağında ilim fışkıran bu güzel beldeler, bu güzel şehirler inşallah daha güzel olacak.
  • Bu güzellik, insanımızın üzerinde gözükecek, bu güzellik gençlerimizin üzerinde gözükecek. Bunda da hepimizin payı olacak.

İslam'ın Hazreti Ömer döneminde Anadolu topraklarına geldiğini anımsatan Erbaş, "Camileriyle, medreseleriyle bu topraklar, bu medeniyetin en zengin dönemleri yaşamasına vesile oldu. Anadolu topraklarının meşalesi işte bu beldede yakıldı. Yakılan bu meşale ilimle, irfanla bilgiyle, hikmetle diğer yerlere götürüldü" bilgisini paylaştı.

ATEİZM NEDİR?

Ateizm, tanrı veya tanrıların varlığına dair inanç yokluğudur. Bu düşünceye sahip olanlara ateist denir.

Ateistler, bazı kurumlar ve kişiler tarafından "tanrıtanımaz" olarak isimlendirilse de, bu isimlendirme var olan bir tanrıyı reddetme fikrine atıfta bulunduğu için ateistler tarafından uygun görülmez. Ateizm inanç koşullanmalarını, hayalî yaratıkları ve olayları reddeder. Ateist bakış açısıyla tanrının yanı sıra tüm metafizik inançlar ve tüm ruhanî varlıklar da reddedilir.

Kelime anlamında da belirtildiği üzere; ateizm, din ile ilgili bir kavram değil, tanrı ile ilgili bir kavramdır. Dinlerin varlığı, dinlerin tanımının ne olduğu, dinlerin iyi mi yoksa kötü mü olduğu ateizmin konusu ve tartışma alanı dışındadır. Ateizm, her tür metafiziği reddettiği için, kendini metafizik ögeler üzerinden temellendiren dinlerin metafizik boyutlarını da reddeder. Yani bu, özellikle dinlere karşı sergilenen bir duruş değil, genel olarak tüm metafizik inanışlara karşı bir duruştur.

Ateizm sıklıkla "dinsizlik" ile özdeşleştirilse de, Budizm gibi bazı Uzak Doğu dinlerinde de "yaratıcı" anlamında bir tanrının varlığına rastlanmaz. Bu yönüyle de ateizm ile dinsizlik birebir örtüşmez. Deizm akımına bakıldığında da, tanrıya inancın olduğu ancak dinlerin kabul edilmediği görülür.

DEİZM

Deizm veya yaradancılık, din, peygamber veya vahiy aracı olmaksızın bireyin akıl ve gözlem yoluyla Tanrı'ya olan inancını esas alan bir felsefi görüştür. Deizm felsefesi doğal dünyaya dair gözlemler ve mantığın kaynağını oluşturduğu; dinsel bilgiye dolaysız biçimde sadece akıl yoluyla ulaşılabileceği ilkesini esas alır, bu sebeple vahiy ve esine dayalı tüm dinleri reddeder. İlk deist düşünürlerin çoğu Tanrı'nın Dünya'nın işleyişine doğrudan müdahale etmediği görüşündedir ve deist felsefe genel olarak canlılara müdahale edip onlara karışan bir tanrı inancını kabul etmemektedir.

Deist felsefeye göre Tanrı vardır ve nihai olarak evrenin yaratılmasından sorumludur. Eş değer olarak deizm, Tanrı'nın varoluşunu her şeyin sebebi olarak ortaya koyan ve onun kusursuzluğunu (ve genellikle doğal hukuk ile takdir-i ilahinin varlığını da) kabul eden, ancak Tanrı'nın evrende mucizeler aracılığıyla ilahi vahyi veya doğrudan müdahalesini reddeden görüş olarak da tanımlanabilir.

İnanışın tanımlanmasında kullanılan doğal din ya da doğal inanç kavramları, hiçbir aracı olmaksızın sadece akıl yoluyla kavranabilecek yalın bir Tanrı inancını belirtir. Bu inancı benimseyen kişiye deist denir. Deizm kavramı ilk olarak 17. yüzyılda özellikle İngiltere'de kullanılmaya başlanmıştır. Deist kavramı yazılı olarak belki de ilk kez Pierre Viret'in İnanç ve İncil Öğretisi Eğitimi (Instruction Chrétienne en la doctrine de la foi et de l'Évangile) adlı 1564 tarihli yapıtında kullanılmış olup; Pierre Bayle'nin Tarih ve Eleştiri Sözlüğü adlı yapıtının Pierre Viret maddesinde ilgili bölüm yeniden basılmıştır. Terim Latince Tanrı anlamındaki Deus sözcüğünden türetilmiş ve özgür düşüncelilerin Tanrı inancını belirtmede kullanılmıştır.

Evreni yaratan, işleyişi için doğa kanunlarını koyan, ayrıca insanlığa ve evrene müdahalede bulunmayan; doğruları keşfetmeleri için insanlara akıl veren bir tanrıya duyulan inanç deizmi ifade etmektedir. Deistler genellikle bu doğrultuda evreni Tanrı tarafından tasarlanan, hareketi başlatılan; dışarıdan müdahale olmadan doğa kanunlarına uygun şekilde işleyen bir bütünlük olarak görme eğilimindedir.

Kehanetlerin, mucizelerin, dinsel dogmaların, demagojilerin ve kaynağı ilahi ilan edilen dinlerin reddinden dolayı peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günâh, ibâdet, dua, vahiy, melek, cin, şeytan, cennet, cehennem, ahiret ve kader gibi kavramların genellikle bu inanışta yeri yoktur. Belirli bir öncüsü, merkezi bulunmaması sebebiyle deizmde ihtiyaç duyulan tek şey sağduyulu olmak ve her şeyi akıl süzgecinden geçirmektir.

 

Bakmadan Geçme