Bakan Soylu: 'Biz son 5 yılda 323 bin kişiyi kendi ülkelerine deport ettik'
Türkiye'den son 5 yılda 300 bini aşkın kişinin sınır dışı edildiğini söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Biz son 5 yılda 323 bin kişiyi...
Türkiye'den son 5 yılda 300 bini aşkın kişinin sınır dışı edildiğini söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Biz son 5 yılda 323 bin kişiyi kendi ülkelerine deport ettik" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Ercan Gürses'in "Ankara Gündemi" isimli programına konuk oldu. Gürses'in sorularını yanıtlayan Bakan Soylu, Türkiye'de iddia edilenden çok daha az Suriyeli olduğunu belirterek, "Türkiye'ye gelmiş, kendini atmış; çatışma bölgelerinden, savaşın olduğu bölgelerden. "Benim canım tehlikede. Beni orada düşman olarak görüyorlar. Ben geliyorum" diyen uluslararası korumalı 320 bin kişi var bütün Türkiye'de. Yani bunun aşağı yukarı 4 milyon 100 bini mülteci diyebileceğimiz çeşitli statülerde, yaklaşık 1 milyon 417 bini ise ikameti olan Türkiye'de yabancılar. İstanbul Valiliği'nin açıkladığı sayının 500 bini, bunun da yüzde 20'sinin İstanbul'da olmadığını tespit ettik. Bir iddiayı söylüyorum. Türkiye'de 3 milyon 760 binin üzerinde Suriyeli kesinlikle söz konusu değildir. Biz iki yıl önce yaptığımız güncellemelere, bugün hiçbir yerde rastlamadığımız 122 bin Suriyeliyi pasife aldık ama bu rakamı içinde tutuyoruz. 122 bin kişiyi pasife aldık. 122 bin kişi iki yıldır pasifte ve biz onlara Türkiye'nin hiçbir yerinde rastlamadık" değerlendirmesinde bulundu.
"Son 5 yılda 1 buçuk milyon kişi bu ülkeden ayrıldı"
Çeşitli sebeplerden ötürü son 5 yılda ülkeden 1 buçuk milyon sığınmacının ayrıldığına değinen Bakan Soylu, "Biz son beş yılda 323 bin kişiyi kendi ülkelerine deport ettik. Bu ne demek? Kaçak Türkiye'ye girmiş. "Bunlar Türkiye'ye nasıl giriyor?" Evet. Doğru. Bunların bir kısmı sınırlardan giriyor. Ama Almanya'ya da giriyor. Yunanistan'a da giriyor. Kimine denizden kimine karadan giriyor. Biz bu sınırlarda girmemeleri için neler yaptığını da Türkiye'nin göçmen politikası açısından anlatacağız. İkincisi: 323 bini gönderdik peki gönüllü geri gönderme? 500 bin Suriyeli geri gönderdik. Ayriyeten 641 bin 487 kişi de denizlerden ve karadan Avrupa'ya geçti. Bu bizim tespit ettiklerimiz. Tespit edemediklerimiz de var. Biz nasıl tespit ediyoruz bunu. Sınırlardan tespit ediyoruz ve bunun rakamlarını tespit ediyoruz. Karşı taraf da bildiriyor. 641 bin kişi geçmiş. Toplam son 5 yılda 1 buçuk milyon kişi bu ülkeden ayrıldı" şeklinde konuştu.
"Bu film bir edepsizliktir"
Son günlerde gündemde yer alan "Sessiz İstila" isimli kısa film hakkında da konuşan Bakan Soylu, "Şöyle bir baksınlar. Bizim şu anda 80'in üzerinde ülkeye eğitim verdiğimiz güzel bir dairemiz var. Siber Suçlarla Mücadele Dairesi. Bot hesapları görüyor musunuz? "Sessiz İstila" Bu bir edepsizliktir. Bu film bir edepsizliktir. Bir yalandır ve bunu ortaya koyup, sosyal medya üzerinden toplumu tahrik etmeye, kin ve nefret oluşturmaya çalışan ve direkt hükumeti hedef alan bir saldırı ile karşı karşıyayız. Bu saldırıyı yapanlar kimler? Tam yüzde 41,54'ü bot hesap. Bot hesap dediğim, makineler. Makine ile yapıyorlar. Diğer isimli hesap olup sahte hesaplar yüzde 58,46. Buna düşenlerde varsa bunun üzerinden yürüyorlar. Yapmak istedikleri şu: Bir kamuoyu oluşturup bot hesaplarla bunu sağlamak" diye konuştu.
"Acaba böyle bir şey olur mu diye kafasında şüphe oluşturmaya çalışan bir süreci, dinamiklemeye çalışıyorlar"
Gazeteci Gürses'in Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın finanse ettiğini açıkladığı Sessiz İstila isimli kısa filmi ele aldıklarını hatırlatması üzerine Bakan Soylu, "Nasıl finanse etmiş? Soros taktiğidir finansman. Soros yapıyor ya Türkiye'deki bazı gazetecilere. "Sessiz İstila" filmi ile birlikte Türkiye'yi Suriyeliler istila edecekler ve biz ülkemizde yaşayamayacak hale geleceğiz gibi bir anlayış ortaya koymaya çalışıyorlar. Normal, sokakta yaşayan vatandaşımızı ürkütmeyen-korkutmaya acaba böyle bir şey olur mu diye kafasında şüphe oluşturmaya çalışan bir süreci, dinamiklemeye çalışıyorlar. Tabii bunların insanlıkla falan alakası yok. Bunlar için güzel bir değerlendirmesi var İslam'ın. "Hayvandan aşağı." Bunlar böyle tipler" dedi.
"İnsanlık sıfatından çıkmış olanlarla karşı karşıyayız"
Ortada bir problemin olduğuna vurgu yapan Bakan Soylu, "Niye olmasın? Bizim dışımızda 4 milyon 100 bin sığınmacı var Türkiye'de. Bunlar dünyada bizim en çok sığınmacı olduğumuz memleket ismini bize veriyor. Yani elbette var. Ama burada meseleleri yalan üzerinden değerlendirip insanları birbirine kırdırmaya, kamu düzenini ortadan kaldırmaya yönelik hayvandan aşağı bir pozisyon alınmaz ki. Ada Vapuru görüntüsü. Suriyeliler bayramlarda falan. Öyle değil. Çok basit bir şey. Ada Vapuru'nda Afgan istilası diye servis etmişler. Yani bu körfez ülkelerden gelen Arap turistlerin gezisi. Yine "Şirinevler Meydanı'nda sabahki şu felaketi görüyor musunuz?" şeklinde bir paylaşım yapılmış. Allah'tan korkun. Siz insan değilsiniz. Hakikaten değilsiniz. Sizin insanlıkla alakanız yok. İnanın, İçişleri Bakanlığıymış, şuymuş, buymuş bunlar umurumda değil. Böyle insanlık sıfatından çıkmış olanlarla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.
"Yüzlerce operasyon çocuklarının paylaşımları var"
Provokasyonlara karşı boyun eğmeyeceklerini söyleyen Bakan Soylu, "Böyle yüzlerce operasyon çocuklarının paylaşımları var. Zannediyorlar ki, "Sosyal medya üzerinden bunu sağlarsak, biz Türkiye'yi karıştırırız. Hükumetin ve Türkiye'nin kamu düzenine bir şekilde negatif etkileriz" gibi bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyorlar. Bu dünyanın öteki dünyası da var. Dikkat ederseniz, hepsi bir merkezden yönetiliyor. Batı eksenli AB-Amerika eksenine bakabilirsiniz bunların kim olduğunu açıklamak için. Büyükelçiliklerin içindeki operasyon çocuklarına bakabilirsiniz" şeklinde konuştu.
"AB, Türkiye'nin göçmen deposu olmasını istiyor"
Gürses'in yönelttiği "Sığınmacıları bir yandan da tutun diyor Avrupa Birliği, "Niye böyle bir şey yapsın?" diye görüş beyan edenler de var" sorusu üzerine Soylu, "Türkiye'nin göçmen deposu olmasını istiyor. Bu yetmiyor. Bizim yaptığımız insanilik yetmiyor bunlara. Tam tersini istiyorlar. Türkiye'yi dışarıdan getirdikleri ile daha sonra "opere" edebilecekleri bir sistemin içerisine düşürmek istiyorlar. Türkiye güvenliğini ve sınırlarını sağladığı için" dedi.
"Dünyada insani yardım yapan birinci ülke Türkiye"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir milyon Suriyeliyi göndereceği üzerine yaptığı açıklamayı ele alan Gürses, "Biz bu insanları geri göndereceksek bunun bir maliyeti olacak. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler, elini taşın altına sokacak mı? Bir milyon kişiyi oraya gitmek konusunda. Bu konuda bir projeksiyonu vardır devletin" ifadeleri üzerine Bakan Soylu, "Biz kime nasıl bakacağız onu bilmiyorum da biz şu an Afganistan'a insani yardım gönderiyoruz. Biz şu anda Lübnan'a insani yardım gönderiyoruz. Biz şu anda Filistin'e insani yardım gönderiyoruz. Dünyada insani yardım yapan birinci ülke Türkiye. Son 4 yıldır. İdlib'de yaptığımız briket evlerin hepsi bağıştır. Ertuğrul Özkök, bu milletin cebinden çıkmıyor. Gazeteciliğinize hürmetim var ama bu millete doğru bilgi vermek bizim kadar sizin de sorumluluğunuzdur. Televizyona çıkıp, "Devletin vergileri ile bu iş sağlanıyor" diyecek bir anlayışı kendinizde görmemelisiniz. Ya da "Ben yanlış söyledim oradaki bağışlardan özür diliyorum" demesi lazım. Öyle kolay işler değil bu işler. Farklı görüşte olabilirsin ama insanlığı ezip geçmeyelim. Bizim orada o insanları tutmamızın sebebini üç fonksiyonda anlattım. Birincisi, terörden bir bölgeyi, terör koridoru yapmamak için. İkincisi, terörü yol güzergahı yapıp terörün Türkiye'ye sıçramasını engellemek için. Üçüncüsü ise Türkiye'nin bir göç akını ile karşı karşıya kalmasını engellemek için" diye konuştu.
"Şu ana kadar 500 bin kişi geri döndü"
Gürses'in "Ne kadar Suriyeli sığınmacı vatandaşlık aldı" sorusunu tekrar hatırlatması üzerine Soylu, "Cumhurbaşkanımızın söylediği, 1 milyon kişi net. İdlib'de biraz az önce söylediğim briket evlerden 100 bin tanesini yapıp bitireceğiz bu yıl sonuna kadar. 57 bin yaptık, 77 bin planlandı, 10 bini yapılıyor. Diğerlerinde oradaki arkadaşlarımızla paylaştık. Ertuğrul (Özkök) bey belki siz de üç-beş kuruş verirsiniz yardım olarak. İçime işlediği için söylüyorum. Yardım etmeyebilirsin, içinde hissetmeyebilirsin ama neden egzajere ediyorsun? Niye küçümsüyorsun? Niye devletini suçluyorsun? Dünyanın en büyük göç dalgası ile karşı karşıyayız. Bunu görmüyor musun? Görüyoruz. Ama niye bunu kendinin üzerinden bir büyüklük meselesi üzerinden ortaya koyuyorsunuz? Bu mu yani hayatınız sonunda geldiğiniz nokta? Bu mu yani? Çok üzüldüğümü söylemek istiyorum. Ben de eleştiriliyorum sabahtan akşama kadar. O yüzden bu İdlib bölgesinde bu briket evleri yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Biz burada bir tetikleme de yaptık. Mesela biz yaptığımız için orada birtakım imkanı olanlar kendileri de yapabiliyor. Yani orası kendine ait bir alana döndü. Ukrayna kendi göbeğini kendi kesemediği için bu böyle bir durumda. Çalıştığımız şu: Buradan buraya gönüllü, onurlu ve güvenli geri dönüşü sağlamak. Bu alanları güvenli hale getiriyor muyuz? Getiriyoruz. Gönüllü geri dönüşü sağlayabilir miyiz? Şu ana kadar 500 bin kişi geri döndü" dedi.