Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na sert tepki: Teröristlerin öldürülmesi rahatsız mı etti
MHP Lideri Devlet Bahçeli 'Kılıçdaroğlu yine geçen hafta Yunan gazetesine röportaj vermiş ve demiş ki neden savaşıyoruz. Pençe harekatı kapsamında 831 teröristin etkisiz hale getirilmesi Kılıçdaroğlu'nu rahatsız mı etmiştir?'dedi.
Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları;
Milliyetçiliğin anlamı olan biz, sayısız benlerden oluştuğuna göre milletimizin sorunlarını dile getirmiş olacağız. Bu durumda insanın maruz kaldığı her sorun siyasetimizin ilgi alanına girmek durumundadır. MHP içinde milletin olmadığı hiçbir hedefi asla kabul etmeyecektir. Çalışmalarımızın esası ve özü bu düşüncelerden oluşuyor.
Bizimle kim uğraşıyorsa hala sorumluluğumuza devam ediyoruz demektir. Saldırılar bizleri korkutamaz, yolumuzdan caydıramaz. Olsa olsa bizlere doğru yönde olduğumuza dair güç ve fikir verir. Hem kendimizi hem de aslımızı bilirsek Allah'ın izniyle başarı bizimdir, zafer bizimdir. Bizim tarafımız millettir, mazlumlardır, mağdurlardır. Partimiz bir gönül çemberidir. MHP'nin her zaman doğru anlayan Türkiye sevdalıları hep var olacaklardır.
Ne demiş Sezai Karakoç: Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.
Öğretmenler günü mesajı
Öğretmen köklü nesillerin mimarıdır. Öğretmen bir şahıstan şahsiyet çıkaran, insana insanın inceliğini anlatan sanatkarlardır. Yarın Öğretmenler Günü'nü kutlayacağız. Öğretmenler eğitim sisteminin en temel öğesidir. Toplumdaki huzurun sağlanmasında milli kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasında öğretmenlerimiz baş roldür. Geleceğimizden tasarruf edemeyeceğimizden göre hiçbir şeyi öğretmenlerimizden sakınamayız. Öğretmen atamaları için sorunları çözmeliyizdir. Şehit öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Kılıçdaroğlu rahatsız mı oldu?
Değerli milletvekilleri doğru bildiklerimizi, inandığımızı değerleri, birileri kızıyor güceniyor diye söylemekten çekinmeyeceğiz. Zülfü yare dokunmak gerekiyorsa onu da yapmaktan çekinmeyeceğiz. Türk siyasetini zehirli sarmaşık gibi saran bir ahlak erozyonu vardır. Kılıçdaroğlu yine geçen hafta Yunan gazetesine röportaj vermiş ve demiş ki neden savaşıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu yozlaşmış bir zihniyetin savaştan anladığı nedir? Pençe harekatı kapsamında 831 teröristin etkisiz hale getirilmesi Kılıçdaroğlu'nu rahatsız mı etmiştir? Kırmızı listedeki teröristleri nokta operasyonlarla tasfiye etmemiz sorun mu olmuştur?
"TÜRKİYE KARAR VERMEK DURUMDADIR"
Küresel enflasyon hızlı tırmanış halindedir. Mal ve hizmet arzının cevap verememesi durumunda ortaya çıkan talep yönlü enflasyon, diğeri de arz yönlü enflasyondur. Enflasyonla mücadele politikalarının geliştirilmesi, enflasyon kaynağının doğru tespit edilmesi ile yakından ilişkilidir. Kısa vadeli faiz oranını enflasyon oranındaki artış ve azalış kadar artırmak veya azaltmaktır. Enflasyon hedeflemesi özünde talep yönünden yaklaşmakta ve faiz yükselişlerinin toplam talebi azaltacağını öngörmektedir. Yüksek enflasyonu aslında mal piyasası aksaklıklarının ortaya çıkardığı sorun olarak tanımlamak en doğrusudur. Bu da bir ülkenin üretim yapısının sonucudur. Türkiye gibi üretim yapısının temelinde yatan ana sorun ham madde ve girdi ile birlikte makine ve enerjide ithal bağımlılıktır. Esnek kur sisteminde döviz kurunun değeri piyasa şartlarından belirlenmektedir. Yüksek yurt içi enflasyonunun uzun vadede milli paranın değer kaybına yol açması doğal olarak beklenmektedir. Yüksek enflasyon, faiz ve kur açmazı devamlı karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'nin üretim ve dış ticaret yapısı, enflasyonla mücadeleye sadece talepten değil, arz zaviyesinden de yaklaşmayı gerektirir.
Yüksek faiz politikası uygulamak, daha sıkı para politikası sadece ekonomi üzerindeki daraltıcı etkiyi şiddetlendirirken bize göre yangına körükle gitmeyi destekler. Türkiye bir karar vermek ve uygulamak için bir irade ortaya koymak durumuyla karşı karşıyadır. Ya enflasyon artışına faizi artırarak, döngüyü kabul edeceğiz ya da yüksek faiz politikasından kademeli vazgeçerek enflasyonla mücadeleyi yeniden tanımlayarak üretimi esas alan politika anlayışına geçeceğiz. Bize göre başka alternatif kalmamıştır. İkisinin de risk ve maliyetleri vardır. Birincinin maliyeti ödenmesi ve devam etmektedir, ikincisi ise yapısal adımları şart koşmaktadır. Yüksek faiz politikasından kademeli vazgeçmek, üretim ve dış ticarette ithal bağımlılığını yapısal sorun olarak gündeme almayı ve kıran kırana mücadeleyi işaret etmektedir. Ekonomik güvenliğimiz için başka bir yol kalmamıştır. Yalnızca enflasyon ile mücadele değil, ekonominin tümü için öncelikli konu politika uygulamasındaki belirsizliği ortadan kaldırılmasıdır. Para politikası ve Merkez Bankası'nı baz alan, enflasyon ile mücadeleyi yalnızca faize bağlayan politikanın çözümde yetersiz kaldığı deneyimlerimizde sabittir. Kamu maliyesi yaklaşımına da ihtiyaç duyduğumuz gerçektir. Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır, faiz uzun vadede üretim sistemine büyük hasarlar vermektedir. Bize göre hükümetin ekonomi politikası doğrudur.
"DÖVİZ OPERASYONLARI BOŞUNADIR"
Terörle mücadelenin rövanşını kur üzerinden almak istiyorlar. Bu kez başaramayacaklar. Döviz operasyonları boşunadır. Türkiye'yi teslim alamayacaklar.
Tekraren söylüyorum, erken seçim falan yoktur. Seçim de seçim diyenler bozgun siyasetinin taraftarlarıdır.