- Haberler
- Babasının yanına bile gelmeyince, gerçek ortaya çıktı
Babasının yanına bile gelmeyince, gerçek ortaya çıktı
Kocaeli'de yaşayan 4 yaşındaki Nisa Kıranlı, babasının yanına gidip konuşmayınca, aile bir şeylerin ters gittiğini anladı.
Kocaeli'de yaşayan 4 yaşındaki Nisa Kıranlı, babasının yanına gidip konuşmayınca, aile bir şeylerin ters gittiğini anladı. Merdivenden düşen Nisa'yı doktora götüren aile, tesadüfen otizm olduğunu öğrendi. Hemen eğitime başlayan Nisa, iki yaşında otizmden kurtulunca ailesi rahat bir nefes aldı.
Kocaeli'de yaşayan 4 yaşındaki Nisa Kıranlı, yakınları ile temasa geçmeyince, özellikle babasıyla hiç bir temas kurmayınca aile bir şeylerin ters gittiğini anladı. Nisa 9 aylıkken de merdivenden düşünce aile doktorun yolunu tuttu. Yapılan kontrolde Nisa'nın otizm olduğu ortaya çıktı. Hemen arayışlara başlayan aile, Başiskele ilçesindeki Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nin yolunu tuttu. Oyun terapisi, duyu terapisi gibi eğitimler almaya başlayan Nisa, hayvanlar ve doğa ile etkileşime de geçince 4 yaşında otizme veda etti. Baba Erdem Kıranlı, "3-4 tane doktordan otizmi yendiğimizi duymanın nasıl bir haz olduğunu size anlatamam. İçimizde resmen oturan bir sıkıntı vardı. Biz o sıkıntıyı çözdük" dedi.
"Babası olduğum halde bana yaklaşamıyordu"
İlk zamanlar Nisa'nın kendisiyle göz teması bile kurmaktan çekindiğini ifade eden baba Erdem Kıranlı, "Nisa 9 aylıkken bir kaza atlattık. Çocuk merdivenlerden düştü. Biraz sıkıntılar yaşadık ve sonra Nisa konuşamamaya başladı. Buraya geldiğimizde Nisa'da konuşma bozukluğu vardı, kendini ifade edemiyordu. İhtiyaçlarını söyleyemiyordu ve gideremiyordu. Psikolog desteği aldık. Psikolog bize rapor almamızı söyledi. Rapordan sonra da iyi olan rehabilitasyon merkezlerini internetten araştırdık ve burayı bulup geldik. Sıkıntılarımızı anlattık ve onlar da bize çözümlerini anlattı. Ortak bir paydada buluşup beraber yürümeye başladık. Nisa benimle göz teması kurmaktan korkuyordu, yanıma gelmekten korkuyordu. Ben babası olduğum halde bana yaklaşamıyordu. Eve bir misafir geldiği zaman çığlık çığlığa ağlıyordu. En basitini söyleyelim; su ve yemek isteyemiyordu. Otizmli bir bireydi. Zaten gittiğimizde de bizzat otizm teşhisi konuldu. Sonrasında burada eğitim almaya başladık" diye konuştu.
"Artık bizim hayatımızda otizm yok"
Eğitimlerin ciddi manada işe yaradığını ve artık hayatlarında otizm olmadığını söyleyen Kıranlı, "İlk 3 ayda değişimler başladı. İnsanlardan çekinmemeye başladı. Sonrasında kendini ifade etmeye başladı. Son 6 ayda Nisa tamamen normal davranmaya başladı. Sonra hastalandığında bir doktora götürdük, acil tıp teknisyeni, "Otizmli olduğuna emin misiniz?" dedi. Raporu olduğunu ve emin olduğumuzu söyledik. "Bizce otizmli değil" dediler. Biz de özel eğitim veren bazı kuruluşlarda testlere soktuk Nisa'yı. Son aldığımız test sonucunda otizmi yendiğimizi öğrendik. Nisa'da artık otizm olmadığını sadece gelişim geriliği olduğunu, 1-2 yıl içerisinde kendi seviyesine yetişebileceğini öğrendik. 3-4 tane doktordan otizmi yendiğimizi duymanın nasıl bir haz olduğunu size anlatamam. İçimizde resmen oturan bir sıkıntı vardı. Biz o sıkıntıyı çözdük. Şu anda o sıkıntımız yok, sadece çocuğumuzu daha iyi nasıl geliştirebileceğimizi düşünüyoruz. Bizim atlattığımız konu gerçekten çok zor bir konu. Buraya gelen ailelerin hepsindeki problem ortak. Herkesin korkusu şu aslında; "Ben ileride öleceğim, çocuğum ne olacak?" korkusu. Çünkü o çocuk hayatını idame edemeyecek. Hayatını idame edebilmesi için bizim burada, bu tip konulara önem vermemiz gerekiyor. İlk önce aileler, kendi tabularını yıkıp buraya gelmeyi, burada eğitim almayı öğrenecek. Biz iyi bir yeri seçtiğimiz için şanslıyız. 6 ayda çözdük, sıkıntımızı giderdik. Artık bizim hayatımızda otizm yok" ifadelerini kullandı.
"Artık kendisi beni yönlendirmiyor, benim onu yönlendirmemi istiyor"
Nisa'nın oyun terapisti Psikolog Busenur Karakuzu, "Nisa'yla ilk başladığımız zamanlarda sürdürebilirliğimiz çok kısaydı. Sembolik oyun becerimiz ve oyun çeşitliliğimiz hiç yoktu. En önemlisi oyun kuramıyorduk. Belirli oyuncaklara ilgisi vardı, bebeklerden alamıyordum onu. Başka bir oyuncağa yönlendiremiyordum. Açıkçası o nasıl isterse dersimiz o şekilde ilerliyordu. Daha sonrasında çok güzel bir etkileşim yakaladık. Sözel olarak benimle iletişime geçmeye başladı, göz temasımız arttı. En önemlisi sembolik oyun becerimiz arttı. Şimdi artık oyun kuruyor, çeşitlendiriyor ve çok güzel sürdürüyoruz. Artık kendisi beni yönlendirmiyor, benim onu yönlendirmemi istiyor" diyerek süreci anlattı.
"Erken müdahaleyle güzel gelişmeler katettik"
Terapilere başladıkları günden bu yana ciddi ilerleme kaydettiklerini belirten Karakuzu, "Nisa'nın yaşı küçük olduğu için avantajımız çok büyüktü. Bunun her çocukta görülebilecek bir rahatsızlık olduğunu söyleyebiliriz. Fakat erken müdahaleyle daha güzel gelişmeler kat ettik. Teneffüs aralarında Nisa genelde annesiyle beraber hayvanların yanında vakit geçirdi. Hayvanlara bir şeyler verirken görüyordum ya da geyiğe sürekli el sallıyordu. Hatta ben bunu unuttuğumda kendisi hatırlatıyordu. "Geyiğe selam vermeyelim mi?" diyordu. Hemen gidip geyiğe selam veriyorduk çünkü bizim sınıfımıza giden yolda geyikler vardı. Ya da tavus kuşu kanatlarını gerdiğinde bana hemen onu gösteriyordu. Fakat bunları ilk süreçlerde hiç yapmıyordu. Hatta onlardan korkuyordu. Ses çıkardıkları zaman kulaklarını kapatıyordu. Şu an hiçbiri yok. Gayet güzel bir durumda" dedi.