Babadan oğula miras: Antrenörlük
Selçuk Üniversitesi Tekvando antrenörü Tevfik Eren Pişkin spora nasıl başladığını ve sakatlık sürecinde yaşadığı tecrübeleri anlattı.
Antrenör Tevfik Eren Pişkin, spora başlayıp antrenörlük yapmasındaki en büyük etkenin babası ve abisinin bu mesleği yapması olduğunu belirterek bunun ‘Babadan oğula geçen bir miras’ olduğunu söyledi.
Sözlerine devam eden Eren Pişkin, “Selçuk Üniversitesi çok köklü bir okul, hocalarım da çok iyi yerlerden gelip antrenör olmuş kişiler en büyük artım onların tecrübelerinden yararlanmaktır” dedi.
Tevfik Eren Pişkin, İki farklı spor yaptığını şöyle anlattı: “ Yaptığım ilk spor da çıktığım Uluslararası bir maçta İsveçli bir rakibimle dövüşürken ağır bir sakatlık yaşamıştım. Bu müsabakadan sonra bütün hayatım değişti fizyoterapi gördüm hatta bu yüzden lisede okulu aksatmak zorunda kaldım ve ayağımı kullanamayacak şekilde iki buçuk sene bu sakatlığı yaşadım. Tekvandonun dışında sakatlık yaşadığım dönemde Abim Kick boks antrenörüydü onun vesilesiyle Kick boks yapmaya başladım.”
“Her Şey Zorluklarıyla Güzel”
Yaptığı sporların dövüş branşı olduğunu vurgulayan Eren Pişkin, darbelerin çok, sakatlıkların fazla olduğunu söyleyerek “her şey zorluklarıyla güzel”dedi. Eren Pişkin, Kick boksa yönelmeye başladığını, şu an Kick boksta da antrenörlüğü olduğunu açıklayarak sakatlığın olumlu etkisinin tekvando dışında başka bir branşta kendisine uluslararası derece kazandırdığını, Avrupa kupası şampiyonu ve Dünya kupası ikincisi olduğunu dile getirdi.
Hedef Milli Takım Antrenörlüğü
İleriye dönük planlarını söyleyen Eren Pişkin, ilk hedefinin abisinin yanında devam ederek öğrencileri milli takıma alıp milli takım antrenörü olmak, ikinci hedefinin de milli takım sporcuları yetiştirip dereceler almak olduğunu belirtti.
Eren Pişkin, “Bu sene bir öğrencim Türkiye şampiyonu ve 2 öğrencim de Türkiye ikincisi oldu başarıların devamı gelirse bizde milli takımda yerimizi alırız” ifadelerini kullandı.