Allah rızası için çalışan bir ömür: Prof. Dr. Necmettin Erbakan!
Erbakan ve Şehitler Gecesi programında merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan anlatıldı. Konuşmalarda 'yeniden büyük Türkiye' için çalışan merhum Erbakan'ın fikirlerin öneminden söz edildi. Programda, Prof. Dr. Erbakan'ın sadece Allah rızası ve milleti için çalıştığı vurgulandı.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Konya Şubesi Bera Otel’de Erbakan ve Şehitler Gecesi programı gerçekleştirdi.
Programa Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Lütfi Yalman, Saadet Partisi Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Abdülkadir Karaduman, Saadete Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, Saadet Partisi Karatay Belediye Başkan Adayı Cihat Güzel ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda düzenlenen panelde Doç. Dr. Muhammed Maruf, ‘Ekonomi Modeli ve Erbakan’, Doç. Dr. Murat Yıldız ‘Sanayileşme ve Erbakan’ ve Gazeteci Halis Mutlu ‘Kudüs ve Erbakan’ adlı sunumu gerçekleştirdi.
ŞEHADET BİR ÖLÜM DEĞİL YAŞAM BİÇİMİDİR
Programda konuşan Saadet Partisi Konya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdülkadir Karaduman, “Bugün Erbakan hocamızın vefat yıl dönümü. Bundan 55 yıl önce Konya’da çektiği besmeleyle bütün bir yeryüzüne yeni bir dünya ufkunu aşılayan. Bundan 55 yıl önce çektiği besmeleyle Konya’mızda gerçekleştirdiği Kudüs. Mitingiyle bütün bir yeryüzüne Filistin Davasını bağımsız ve özgür, Filistin davasını aşılayan merhum Erbakan hocamızı herkesin hocası. Ama bizim liderimiz olan Erbakan hocamızı rahmetle minnetle özlemle. Ve hasretle yad ediyorum Erbakan. Hocamızın bize göstermiş olduğu hedeften asla şaşmadan yolda bulduklarımızı yola çıktıklarımıza satmadan. Erbakan hocamız gibi inanarak. Erbakan hocamızın bizim için ortaya koyduğu temel hedeflere yürüyerek. Yaşanabilir bir Türkiye’nin yeniden büyük Türkiye’nin hakka ve adalete dayalı yeni bir dünyanın kurulması için bu çalışmalarımızı Erbakan hocamıza da layık şekilde yerine getirebilmeyi cenabı Allah hepimize nasip eylesin. Erbakan olmak. Meclis kürsüsüne. Çıkıp dünyanın. Bütün egemen güçlerine karşı. Bana ne Amerika’dan diyebilmektedir. 11 Aylık iktidarı döneminden altını çizerek bir kez daha önemine binaen ifade ediyorum. 11 aylık iktidarı döneminde İsrail’in bırakın Filistin’e bir roket atmayı yanlarına yanaşmaya bile cesaret. Edememesine sebep olmaktır Hepimiz şahidiz ve biliyoruz ki Erbakan hocamız ne yaptıysa Allah rızası için yaptı. İnşallah onun bizleri emanet ettiği milli görüş davasında Allahlın rızası gözeterek çalışmaya davam edeceğiz Şehadet bir ölüm biçimi değil bir yaşam tarzıdır. İnşallah şehitlerimiz ve Erbakan Hocamız için Allah rızası için yaşayıp Allah rızası için canımızı vereceğiz inşallah” ifadelerini kullandı.
DÜNYANIN GELECEĞİ İÇİN ERBAKAN’IN ANLAŞILMASI GEREKİR
Panelin açılış konuşmasına gerçekleştiren Moderatör Doç. Dr. Ahmet Tarık Türkmenoğlu ise “İsrail yüzbinlerce insanı medeni dünyanın ortasında katlediyor. Ancak kimse en ufak bir ses çıkarmıyor. Ancak Erbakan Hocamızın 11 aylık iktidarı döneminde İsrail bir füze atmayı bırakın bir taş bile atamamıştır. O yüzden Erbakan hocamız bugün anma ve anlama programlarının gelecekte de sürekli olarak devam etmesi gerektiği dünyanın kendi eksininde yani adil bir eksen içerisinde geleceğini sürdürebilmesi açısından Erbakan her daim anlaşılması gerektiğini düşünüyorum” dedi
ERBAKAN İNSANLIĞA BİR REÇETE SUNDU
Konuşmasında ekonominin insan hayatı için önemine değinen ve ‘Adil Ekonomik Düzen’de, adil paylaşım ve tüm insanları gözeten bir sosyal yapının inşa edileceğini vurgulayan Doç. Dr. Muhammed Maruf, şunları söyledi: “Ekonomi insan hayatını başta sosyal ve siyasi açıdan olmak üzere birçok açıdan etkileyen en önemli etmenlerden biridir. Özellikle 20. yüzyılda dünyada uygulamaya geçirilen komünizm ve kapitalizm bu noktada insanlığın dertlerine derman olamamıştır. Kapitalizm dünyada sömürünün çok daha yaygınlaşmasına sebep olurken onun antitezi olarak ortaya çıkmış olan komünizm de insan fıtratına uygun olmayan yapısı nedeniyle problemlere çare olmak bir yana derin yaralar açmıştır. Aslında hem kapitalizm hem de komünizm madde temellidir ve tahakkümü esas alır. Sadece iki sistemde tahakkümü sağlayacak olan zümre farklıdır. Kapitalizmde baskın grup sermaye sınıfı iken komünizmde proletarya sınıfı diye ifade edilen emekçi kesimin hakimiyeti öngörülmektedir. Hülasa her iki sistem de madde ve tahakküm temelin dayandığı için doğaları itibarıyla insanlığa saadet getirmeleri beklenemezdi zaten. “Erbakan Hocamız özelde İslam dünyası, genelde ise insanlığın içinde bulunduğu buhranın nedenlerini iyi teşhis etmiş, teşhis etmekle de kalmayarak problemlerimizin çözülmesi ve insanlığın saadetinin temin edilmesi için atılması gereken adımları da belirlemiş büyük bir liderdi. Öncelikle inanç ve sahip olduğumuz değerler itibariyle insanlığın saadetini temin edecek çözümlerin ancak Müslümanlar tarafından ortaya konulabileceğini biliyordu. İslam dünyasının ihtiyaç duyulan çözüm iradesini ortaya koyabilmesi için fikri, siyasi ve sosyal problemlerini çözerek ekonomik geri kalmışlığına son vermek gerektiğini düşünüyordu. Ancak güçlü bir Türkiye’nin İslam dünyasının genel uyanışına önderlik edebileceği kanaatinde olduğu için “Yaşanabilir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Yeni Bir Dünya” diye sıraladığı idealler ortaya koymuştu. Bu çerçevede gerek 54. Erbakan Hükümeti döneminde gerekse 1970’li yıllarda iktidar ortağı olduğu dönemlerde Türkiye’nin ekonomi alanında atılım yapmasını sağlayan adımlar atmıştır. Milli Görüş partilerinin iktidar ortağı olduğu dönemler bir bakıma Türkiye ekonomisi için onarım ve atılım dönemleri olmuştur.”
AĞIR SANAYİ HAMLESİNİ BAŞLATTI
Dr. Murat Yıldız da ‘Necmettin Erbakan’ın ağır sanayi hamleleri ve devletçiliğin yeniden yorumlanması’ başlığı ile yaptığı konuşmada, “26 Ocak 1974 tarihinde kurulan CHP, MSP koalisyon hükümetinde başbakan yardımcısı olarak görev alan Erbakan, ilk kez iktidarın ortağı olarak göreve gelmiş ve ileri sürdüğü sanayileşme politikalarını gerçekleştirecek fırsatı yakalamıştır. Erbakan’a göre sanayileşme; siyasi, sosyal ve ekonomik meselelerin çözülmesi için zaruri bir girişim olmakla devlet politikalarının temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle Erbakan’a göre çözülmesi gereken ülke problemlerinin ilk sıralarında sanayileşme politikaları yer almıştır. Erbakan’ın ‘Ağır Sanayi Hamlesi’ olarak tanımladığı sanayileşme adımlarıyla İstanbul başta olmak üzere belirli il ve bölgelere sıkışan Türk sanayisinin, ülke geneline dengeli bir şekilde yayılarak, montaj sanayisinden sıyrılıp, ülke ihtiyaçlarını büyük oranda millî imkânlar ile üretebilen ve dışa bağımlılığı ortadan kaldıracak bir mahiyette gelişmesi gerektiğini savunmuştur” dedi.
ŞEHADETİ İSTEYEN AMA ŞAHADETTEN KAÇAN BİR TOPLUM OLDUK
Gazeteci Halis Mutlu, sunumunda şunları dile getirdi: “Erbakan 1994 yılında hazreti İbrahim’in mekânında 3 peygamber hanımının kabrinin bulunduğu İslam’ın dördüncü haremi şerifi haremi İbrahim’de büyük bir katliam yaşandı ben hayattayken oldu. Bu sizler hayattayken oldu. Haremi İbrahim’de yaşanan görüntülere yüreği dayanan varsa imanında şüphe etmelidir. Sabah namazında 68 Müslüman şehit edildi. Müslüman dünyası, tıpkı Gazze’deki dedi ki gibi sessiz sedasız tepkisiz. Israil'de baktı ki bunlar ümmet uyuyan mühlettir. Biz dilediğimizi yaparız. Ne yaptılar tarihin Haremi İbrahim-i, ikiye böldüler, yüzde 65 beşini sinagog yaptılar. Yüzde 60 beşi sinagog olduğu harem İbrahim’in yılda 10 günüyse tamamını kapatır hali getirdiler. Biz Harem-i İbrahim'e günde en az 5 kez ismini aldığımız namazlarımıza İbrahim’e ve ailesine verdiklerini, Muhammed’e ve ailesine verdiği selam getirdiğimiz hazreti İbrahim'in kabrinden habersiziz. Bizler ne yazık ki geldiğimiz noktada. Erbakan Başbakan bunun olduğunda ilki iş olarak Asker göndermek oldu. Geçenlerde. CNN Türkçe canlı yayında Türkiye ne yapabiliyor? Diye sordular. “Asker göndersin” dedim ya mümkün mü, niye olmasın dedim. İraden varsa mümkün olacak. Vallahi Erbakan yaptı, nasıl yaptı 18 asker gönderdi sayının önemi yok, orada Türk bayrağı armalı 18 askerimizin varlığı yetti, ne zamana iki bin 19 yılında kadar. İki bin 19a kadar haremi İbrahim’de bizim askerlerimiz nöbet tuttu. 2019 dokuzda o askerleri geri çektik. Şahadeti anarak ama şahadetten kaçan bir toplum haline geldik. Erbakan gibi şahsiyetler yetiştirerek Filistin davası için çalışmaya devam edeceğiz.”