Ahmet Davutoğlu Konya'da basın mensuplarıyla buluştu
Konya'da bir otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Davutoğlu, partisinin kuruluşundan bu yana siyasette hareketlenmeye ve yeni seslerin duyulmasına vesile olduğunu söyledi.
Teşkilatlanmada "kaba inşaatı" tamamladıklarını, bundan sonra "ince işçilik" yapacaklarını belirten Davutoğlu, "İlçe ilçe, köy köy dolaşacağız. Şu anda Türkiye'nin her yerinde teşkilatlanmaları tamamladık. Teşkilat kurduğumuz ilçe sayısı 500’ü aştı. Artık kendi iç bünyesiyle bir siyasi parti olarak Gelecek Partisi var. Herkes hesabını buna göre yapsın. Konya'da da herkes hesabını buna göre yapsın. Siyasi partiler insan unsuru ve fikir üzerine kurulur. İnsan unsurunuz var da fikriniz yoksa, geçici bir heves peşindesiniz demektir ve dağılırsınız. Fikriniz var, insan unsurunuz yoksa, bu da bir düşünce kulübü anlamına gelir." diye konuştu.
Davutoğlu, Gelecek Partisinin hem insan hem de fikir unsuruna sahip olduğunu belirterek, "Güze kadar teşkilatlanmadığımız ilçe kalmayacak." dedi. Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Davutoğlu, "Andımız tartışmaları"na ilişkin soru üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Muhtevasından bağımsız olarak herhangi bir metnin, Türkiye'de bütün öğrencilere, her gün okutulması anayasal bir zemine dayanmıyor. Yani bu metin anayasada geçen, anayasal bir karar değil, bir yönetmelikle tanzim edilmiş. 1933 yılından itibaren aralıklı olarak bazen kesintilerle uygulanmış, 2013 yılında kaldırılmış. Kaldıran kim? Sayın Erdoğan. Ben de oradaydım ve hepimizin görüşü kaldırılması yönündeydi. Peki tekrar getirmek için ısrar eden ve Türkiye'nin gündemini değiştirmek için çok provokatif ifadelerle bunu gündeme taşıyan kim? Sayın Bahçeli. Türkiye'nin açlık, sefalet, ekonomik sorunlarla boğuştuğu bir dönemde, böyle bir konuyu yaptıkları gizli toplantıda kendi aralarında önce uzlaşsınlar, sonra ülke gündemini işgal etsinler. Hedefleri yeni bir kutuplaşma çıkarmak. Benim için bütün 83,5 milyonun, hiçbir gocunma duymadan, hiçbir farklı görüş beyan etmeden, anayasal teminat altında olan tek metni vardır. Milli marş, İstiklal Marşı'dır. Bu konuda hiç kimsenin tereddütü yoksa, geriye dönüp eski tartışmaları yapmaktansa önümüze bakmamız lazım. Türkiye'de birileri eski tartışmaları gündeme getirerek 20. yüzyılda kalmış, hatta 20. yüzyılın ilk yarısında kalmış konuları gündeme getirerek yeni kutuplaşmalara zemin hazırlamak istiyor."
HDP hakkındaki kapatma davasına ilişkin görüşleri sorulan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Biz ilke olarak parti kapatmalara karşıyız. Bir suç varsa, terörle mücadele konusu da dahil olmak üzere, tek tek o suçu işleyenler cezalandırılmalıdır veya buna karar verecek olan hukuktur. Ancak bir partinin kapatılması üzerinden demokrasinin alanı daraltılmamalı. Burada da samimi değiller. Eğer suçlama buysa, 2019 İstanbul seçimleri öncesinde İmralı'dan mektup getirip, doğrudan PKK'nın kurucusu olan Abdullah Öcalan'ı devreye sokanlara da aynı madde altında 'teröre teşvik' suçuyla hukuki süreç yaşatılması lazım. Ya da doğrudan Osman Öcalan'ı TRT'ye kim çıkardıysa, onların da hesap vermesi lazım. Siz bir seçim kazanmak için doğrudan PKK'nın temsilcileriyle görüşeceksiniz, sonra bir başka partiyi suçlayacaksınız. Bu konularda yanlış yapan kim varsa herkese aynı muameleyi yapabilmeniz lazım."