7'ncisi Konya'da gerçekleştirildi

Bu yıl 7'ncisi düzenlenen 'Uluslararası Din Araştırmalar ve İnsan Sempozyumu'hibrit olarak Konya'da gerçekleştirildi. Kur'an-ı Kerim tilaveti, açılış konuşması ve açılış paneliyle başlayan sempozyumda 19 farklı oturumda 70 adet bildiri sunuldu. Yüz yüze ve online olmak üzere 2 gün süren sempozyum, 6 farklı ülkeden ulusal ve uluslararası düzeyde yüksek bir katılımla gerçekleştirildi.

7'ncisi Konya'da gerçekleştirildi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) öncülüğünde; Necmettin Erbakan Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Mardin Artuklu Üniversitesi, Kazakistan Ahmet Yesevi Üniversitesi, Konya Büyükşehir Belediyesi ve İlim ve Hikmet Araştırmaları Merkezi (İLHAM) birlikteliği ile gerçekleştirilen "İnsanı Nasıl Bir Gelecek Bekliyor? Değerlerin Dönüşümü, Dönüşen Değerler ve Geleceğin İnşasında Eğitimin Gücü" temalı sempozyumbaşarıyla tamamlandı.

Sempozyumun açılış konuşmasını TİMAV Genel Başkanı Ecevit Öksüz yaptı. Öksüz; vakıf olarak 1994 yılından bu yana İmam Hatiplere, din öğretimine, sosyal politikalara dair bilgi, düşünce ve strateji üretmek gayesi ile çeşitli faaliyetler sürdürdüklerini, birçok program düzenleyerek, vatan ve millet için değer üretme gayreti içinde olduklarını söyledi. Sadece imam hatiplere hizmet etmek için değil, imam hatiplilerle biraya gelerek insanlığa nasıl hizmet edileceğini gösterecek ulusal ve uluslararası faaliyet ve projeler yürütmeye çalıştıklarını ifade etti.

İnsanın geleceği  konusunun  enteresan bir başlık olduğunu, burada Müslümanlara çok büyük vazifeler ve sorumluluklar düştüğünü söyleyen  Rektör Zorlu şöyle devam etti:  “İnsanlığın bitme ve tükenme noktasına geldiği anda yine kurtarıcı olarak İslam’ın varlığı kaçınılmazdır. İşte bu prensiplerden geleceğe matuf bir yaşam tarzı, yenileşmiş bir hayat biçimi, temel unsurların dışında organize edecek, projeksiyon yapacak, üretim yapacak yine bugünün Müslümanlığıdır.”

Sempozyumun açılış konferansı için kürsüye gelen Prof.Dr. Yasin Aktay’ Değerler açısından insan kuşakları arasındaki çatışmalardan, eğitimcilerin pedogojik eğitimine kadar bir çok hususa değinen, şimdiki gençliğin kendi zamanlarındaki gençlikten çok daha iyi olduğunun altını çizen ve Müslümanların ilmi, bilimin, teknolojinin takipçisi olması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

“Şunu ifade etmek isterim ki;  ‘gençlik elden gidiyor, iyi değil’ gibi tespitlere katılmıyorum. Aksine bizim zamanımızdaki gençlik iyi değildi, değerlerine de bu kadar bağlı değildi. Şimdi güzel bir gençlik var. Gözü açık, uyanık, değerlerine bağlı bir gençlik var. Dinini dert edinen, İslam’ı dert edinen, okuyan, araştıran, dünyayı tanıyan, daha güzel işler yapan bir gençlik var ve onlarla gurur duyuyoruz. Bilim ve ilme talip olmak biz Müslümanlar için komplekse gireceğimiz bir şey değil. Hz. Peygamber (SAV) “İlim Çin’de de olsa gidip alınız “ diyor. O yüzden Müslüman için batının tahsil ettiği ilmi talep etmekte bir mahsur yok. Hal böyleyken biz oradan felsefeyi de, teknolojiyi de, bilimi de alırız ve uyup uymadığını kontrol ederek onları ayıklarız. Çünkü haklı olduğumuz bir özgüven; elimizde Kur’an gibi müthiş bir rehber var. Kur’an-ı Kerimi iyi okuyalım, içindeki o mucizeleri o müthiş bilgi hazinelerini keşfetmeye çalışalım, inkişaf olmaya çalışalım.”

Konuşmaların ardından oturumlara geçildi. Oturumlar boyunca sunulan bildirilerde, Temel İslam Bilimleri, Din Bilimleri ve İnsan Bilimlerine ait birçok araştırma disiplininden ulusal ve uluslararası düzeyde akademisyen ve araştırmacılar sempozyum ana teması çerçevesinde değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştılar.

İnsanı nasıl bir geleceğin beklediği, değerlerde yaşanan dönüşüm, dönüşen değerler ve eğitimin gücü konularına üst perspektifte ışık tutacak değerlendirmelerin vurgulandığı,  ilim dünyasına teorik ve pratik anlamda önemli katkıların sunulduğu bildirilerde; İnsanların anlam arayışları ve gelecek kaygıları artacağından, dini rehberlik ve danışmanlık alanına özel önem verilmesine, tüketime yönelik tedbirler geliştirilmesine, gençlik dönemine yönelik çalışmalara ağırlık verilmesine, Din eğitimin kalıcı olması içi hedeflerin içselleştirilmesi gerektiğine, geleneksel bilgilerin zamanla anlamsızlaşması ve güncelin ihtiyaçlarını karşılayamaması gerçeğine hazırlıklı ve donanımlı kuşaklara ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi. AYNUR ÜNÜN

 

Bakmadan Geçme