Latife ÖGE AKIN

Oruç ve Ramazan ahlakı!

Latife ÖGE AKIN

Ramazan ayı geliyor, geldi derken yolu yarıladık bile. Mübarek ve bereketli günler hepimizin evini, sofrasını, manevi dünyamızı güzelleştirdi.

Oruç yalnızca bedenen bir eylem değil. Ramazan ayının bereketinden sadece aç kalarak nasiplenebilmek mümkün değil. Çünkü Ramazan nefsi terbiye etme ayı. Nefis sadece aç kalınarak terbiye olmaz. Orucun sizi alı koyduğu kötü alışkanlıklar, kötü davranışlardır onu bizim için bereketlendirecek olan.

Trafikte daha sabırlı ve anlayışlı, çarşıda pazarda daha hoşgörülü, hayatımızın her anında önemli olan helal haram kavramına daha fazla özen göstermemiz gereken, kul hakkından ve göz hakkından daha büyük bir ihtimamla kaçmamız gereken bu ay, aynı zamanda Müslümanlığımızı da revize edip, kendimize çeki düzen vermemiz gereken bir ay.

Yediğimiz içtiğimiz şeyleri, alma yeme imkanı olmayanları düşünerek göze sokmadan, gösterişten uzak, edep ve haya duygusu ile en önemlisi de empati duygusu ile hareket etmemiz gereken bir ay.

Yapacağımız yardımları sessizce, kırıp dökmeden, incitmeden, onur kırmadan, yardımın güzelliğini egomuzla ezmeden, onca günahımıza rağmen Allah nasıl bizden nimetlerini esirgemiyorsa biz de dargın olduğumuz, bize karşı hatası olanların bile ihtiyacını ve muhabbetini kazanmayı gözeterek hareket etmemiz gereken bir ay.

Dualarımızda cömertçe, yorulmadan sadece kendimiz ve çevremiz için, ihtiyaçlarımız ve dileklerimiz için değil, tüm insanlık alemi için güzellikler isteyerek, ekonomik olarak çok kötü şartlarda yaşam mücadelesi veren, savaşın göbeğinde hayatta kalmaya çalışan Müslüman ülkeler ve orada yaşayan insanlar için de dua ederek geçirmemiz gereken bir ay.

İslam’ın şartlarından olan zekatımızı ve fitremizi verirken, imkanımız dahilinde kırkta bir oranından ziyade oranlar belirleyerek, elimizde olanın değil asıl infak ettiğimizin bizim olduğunu bilerek, ikram ve infak ettiğimiz her şeyin ahirette ya da bu dünyada bilmediğimiz çeşitli şekillerde bize geri döneceğini bilerek vermemiz gereken bir ay.

En yakınımızdan başlayarak sıralama yapmamız, çevremizdeki insanların üzerimizde daha çok hakkı olduğunun bilincinde olarak önceliğimizin de onlar olması gerektiğini bilerek yardım yapmalıyız.

Yardım yaparken kendimize layık gördüğümüzün daha iyisini ihtiyaç sahibine layık görerek ve mükafatını lütfu bol olan Allah’tan bekleyerek yapmalıyız.

Nasıl hakkıyla Müslüman oluruz sorusunun bendeki cevabı her an, her yerde ve her hareketinde Allah’ın seni gördüğünü bilerek davranmaktır. Bizim de hayatımızın her anında ve hakkıyla Müslüman olabilmek için Ramazan ayını bir fırsat olarak görmemiz gerekir.

 

Yazarın Diğer Yazıları